|
|
|
|
"Türkiye terminal olma yolunda"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin dünyadaki petrol ve doğalgaz rezervlerinin 4'te 3'üne sahip bölgelerin kavşağında yer aldığını belirterek, "Enerji tüketicisi ülkeler arasında koridor oluşturma gayretindeyiz. Türkiye bir terminal olma yolundadır" dedi.
İsviçre'nin Davos kasabasında devam eden 36. Dünya Ekonomi Forumu'nda (WEF) söz alan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin 3 yıl içinde yüzde 20 oranında bir gelişme gösterdiğini kaydetti. Erdoğan, "Türkiye dünya ülkeleri arasında ekonomi açısından 17. sırada yer alıyor.
AB üyelik müzakerelerine başlamıştır. Ülkem her geçen yıl kendini aşarak, yeni hedeflere koşmanın gayreti içindedir. Türkiye topladığı vergiyle faizlerini ödeyemeyecek noktadaydı. Şu anda faiz borçlarını ödediği gibi, cari harcamalarını da ödüyor. Burada başarının sırrında bazı gerçekler yatıyor. Türkiye 3 yıl önce yolsuzluklarla gündemdeydi. Artık finans sektöründe bir cazibe oluşmaya başladı. Menkul Kıymetler Borsası'nda endeks 9 bindi. Şu anda endeks 46 bine gelmiş durumda. 3 yıl içinde buraya dayandık" diye konuştu.
Uzun vadeli gelişim ve kaynakların, temel sanayi alanlarında yoğunlaşmasının gerçekleştirilemediğini dile getiren Erdoğan, "Gelişmiş ekonomilerin istikrarlı bir şekilde büyümeye devam etmesi, kamu maliyesi gibi mevcut yapısal sorunların çözülmesine bağlıdır. Günümüzde gelişmekte olan bir ülkenin enerji, ulaşım, eğitim altyapısıyla devletçi modelle gelişmesi artık güçleşmektedir. Ülke kaynaklarının etkin kullanılmaması, yolsuzluk gibi sorunlar baş gösterir. Devlet odaklı bir ekonominin istikrarlı bir şekilde libarelleştirilmesi, yatırım ve sermaye hareketleriyle süratle serbestleşmesi gerekir. Bir kapalı toplumdan, açık topluma çıkış, kapalı ekonomiden açık ekonomiye yöneliş, Türkiye'yi ister istemez, dünyanın gündemine getirmiştir. Birçok yasayı bu dönem içinde değiştirdik. Küresel sermayenin Türkiye'ye girebilmesi için imkanlar hazırladık. Bundan önce aylarca uğraştıktan sonra şirket kurabiliyordunuz, artık Türkiye'de azmettiğiniz zaman 24-48 saatte bir şirket kurabilirsiniz. Bunların yasal düzenlemelerini yaptık" şeklinde konuştu.
"SON 3 YILDA CİDDİ BİR SIÇRAMA GERÇEKLEŞTİRDİK"
2005 yılındaki cari açığın gündemin önemli bir maddesi olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, "ABD'nin çok ciddi seviyelere ulaşan cari işlemler açığını, Çin başta olmak üzere birçok ülke cari fazlalarla telafi ediyor. 2005 yılındaki cari açık bizimde gündemimizin önemli bir maddesiydi. Cari açığın büyümesi mali hizmet, ithalat ve ihracatın hızlı artışından kaynaklanır. Cari açığımızdaki artışı dikkatle izliyoruz. Ancak ihracatta gerçekleşen yapısal gelişme de göz ardı edilemez. Son 3 yılda ciddi bir sıçrama gerçekleştirdik. 2005'in ilk 11 ayında 65 milyarı bulan ihracatın son ayda 72.4 milyar dolara ulaştığını görüyoruz. Bunun daha da artmasını bekliyoruz" dedi.
Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:
"Türkiye olarak küresel sermaye için daha cazip bir ülke haline geldik. 2005-2007 arasında yıllık ortalama olarak 5 milyar dolarlık küresel sermaye geleceğini düşünüyoruz. Milli geliri göreve geldiğimiz zaman 180 milyar dolar olan Türkiye, bugün 350 milyar doları aşmıştır. Ticaretin en önemli unsuru ulaşım kolaylığının olmasıdır. Ülkem, dünyadaki petrol ve doğalgaz rezervlerinin 4'te 3'üne sahip bölgelerin kavşağında yer alıyor. Enerji tüketicisi ülkeler arasında koridor oluşturma gayretindeyiz. Türkiye bir terminal olma yolundadır. Şu anda AB ile tarama süreci yaşıyoruz. Avusturya'nın dönem başkanlığında müzakerelerin başlaması söz konusu. Türkiye dersini iyi çalışıyor. Yapmamız gerekenleri tüm titizliğimizle yapmaya devam ediyoruz. BM Genel Sekreterliği'nin önderliğinde İspanya ve Türkiye Başbakanlarının medeniyetler arası ittifakı başlatmış olması da önemli bir gelişme".
Türkiye'nin tam üyelik öncesinde AB ile gümrük birliği sağlayan tek ülke olduğunun altını çizen Başbakan Erdoğan, "AB bizim başlıca ticaret ortağımızıdır. Türkiye her şeyden önce Avrupa'yı Doğu'ya bağlayan son kapı, Doğu'yu Avrupa'ya bağlayan son kapı konumunda. Haberleşme ve ulaştırma ağları üzerinde önemli yer oluşturuyor. Türkiye AB içinde otomotiv, gıda, turizm, elektronik ev eşyası, tekstil gibi alanlarda, rekabet seviyesi en yüksek olan ülkelerden biri olma durumuna. gelmiştir. En kısa zamanda bir numara olacağız. İstikrar Türkiye'yi bir cazibe merkezi haline getirmiştir. Türkiye şu anda güven ve istikrar ülkesi olma durumunda. Aynı zamanda bir fırsatlar ülkesi" şeklinde konuştu.
"EĞİTİMDE SIÇRAMANIN EŞİĞİNDEYİZ"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Türkiye'de şu anda eğitimde bir sıçramanın eşiğindeyiz'' dedi.
Dünya Ekonomik Forumu toplantısı çerçevesinde bugün düzenlenen ''Karşılaştırmalı Yeni Avantajlar'' konulu toplantıda konuşan Başbakan Erdoğan, hükümetin üç yıllık döneminin eğitimi öne çıkarma dönemi olduğunu belirterek, ''Bütçeden en büyük payı, üç yıllık dönem içerisinde eğitim almıştır. Bunu yeterli bulmuyoruz, artırılması gerekir'' diye konuştu.
Mesleki eğitim noktasında şu anda Türkiye'de meslek eğitimi veren liselerin maalesef yüzde 30 oranında olduğunu, gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında bu oranın çok çok düşük kaldığını ifade eden Erdoğan, gelişmiş ülkelerde söz konusu oranın yüzde 70 olduğunu bildirdi. Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Yüzde 30'ı yüzde 65, yüzde 70 ile değişimini başarmak zorundayız. Bu konuda şu anda aşılamayan bazı engeller var. Bunları da aşmanın şart olduğuna inanıyorum. Özellikle nitelikli eleman konusunda bu mesleki eğitim veren kurumlar, ilkokul, lise ve üniversiteler olmak üzere önem arz ediyor. Bu sanayicimizi rahatlatacaktır, sanayicimizin farklı bir şekilde bunların eğitimine yönelik yatırım yapmasını ortadan kaldıracak. Bunu başarmak için attığımız adımlar var. Şu anda Türkiye bu çalışmaların içerisinde. İnancım odur ki, bu iktidar döneminde bunu başarırız. Özellikle mesleki eğitim veren kurumların sayısının artıralım, oranını yükseltelim.''
DEĞİŞİMDE POLİTİK DESTEĞİN ÖNEMİ
Başbakan Erdoğan, Araştırma-Geliştirme (AR-GE) çalışmalarına ilk defa kendi dönemlerinde bütçeden önemli bir pay ayrıldığına işaret ederek, bu anlamda Türkiye'de yeni bir dönemin başladığını ifade etti. Değişimde politik desteğin başat bir rol oynadığına inandığını belirten Erdoğan, siyasetçinin kendini değiştirmesi halinde toplumun da kendisini değiştirmeye başladığını söyledi. Erdoğan, özel sektörün ve tüm kurumların da değişimde yer alması gerektiğini vurguladı. Küresel düzeyde savunma ve silahlanmaya 1 trilyon dolar para harcanırken, buna karşılık yoksulluğun azaltılması konusunda yapılan çalışmaların yetersiz olduğunu ifade eden Başbakan, bu konuda tercihlerin gözden geçirilmesi gerektiğini anlattı.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|