| |
|
|
Cami-üniversite kıyaslaması
Cuneyd Zapsu'nun eşinin "başı açık" namaz kıldığının ortaya çıkmasından sonra başlayan tartışma "ilginç" boyutlar kazanıyor. Bu konuyla ilgili olarak sadece bana gelen e-posta ve faksların "binleri" bulduğunu söylersem abartmış olmam. Kimileri "Bravo Beyza Hanım'a" derken, kimileri de "Bu işin kuralı belli. Bu kurallara uymak lazım" diyor. Fakat bir başka grup var ki, bunlar kendi içlerinde müthiş bir çelişki yaşıyor. Bunlardan gelen "tepkilerin" özeti şu: "Sizin kafanızdakiler nasıl ki, bizim başörtülü genç kızlarımızı üniversitelere almıyor ve 'Bu işin kuralı var diyorsanız' sizin kadınlarınızı da başı açık camiye almayız. Bu işin kuralı da bu." Bu tür tepkinin sahiplerini "ciddi" bir "şuursuzluk" içinde görüyorum. Böyle yaparak kendi "tezlerini" çürütüyor, uğruna meydanlara çıktıkları "eğitim hakkına" büyük darbe vuruyorlar. Bu mantıktan yola çıkarsak, camide başı açık kadınlar bir anlamda "Kabul görmedikçe", başı kapalı olanların da "üniversiteye" girmesi imkan dahilinde olmayacak. İkincisi, benim de aralarında bulunduğum kalabalık bir "aydın" veya "gazeteci" grubu, başörtülü kızların üniversitelere gidebilmesi gerektiği tezini savunuyor. En azından özel üniversiteler için bu imkanın tanınmasını istiyor. O zaman kendini "karşı grup" olarak niteleyen bu kişilerin de "Kadınların camide başı açık ve erkeklerle birlikte" namaz kılıyor olabilmelerini savunmaları gerekiyor. Ya da başı açık camiye gitmek isteyen kadınların ve bunların kocalarının veya destekçisi erkeklerin cuma günleri sokağa çıkıp eylem yapması şart oluyor. Yine de Beyza Zapsu ve arkadaşları Türkiye'ye farklı bir tartışma ortamı sundular. Bu ortamı "pozitif" değerlendirmek gerek.
|