Ben söylemedim
Türk siyasetinin en çok duyduğumuz sözlerinden biridir bu. Siyasetçi, zaman zaman nerede ve kiminle konuştuğunu unutur, ağzına geleni söyler. Sonra bu sözleri bir gazeteye manşet olur, tepkiler doğar, üstelik söylediklerinin hiçbirinin doğru olmadığı ortaya çıkar, o zaman klasik yola başvurur: "Ben böyle bir şey söylemedim." Maliye Bakanı Kemal Unakıtan tam bu örneği sergiledi. Yeni Şafak gazetesine bir siyasi partinin bankada 150 milyon YTL'si, liderinin de milyonlarca lirası olduğunu anlattı. İsim vermedi ama genel merkez inşa ediyor olmasından, liderinin parti içi muhaliflerini yolsuzlukla suçladığı vurgulamasına kadar, açıkça CHP lideri Deniz Baykal'ı tarif etti. Unakıtan'ın Baykal'a bütçe görüşmeleri nedeniyle öfkeli olduğu bir gerçek. Oğullarına yönelik eleştirilere kızmış görünüyor. Bir rövanş alma duygusu içinde konuştuğu anlaşılıyor. Ama o bunu itiraf etmek yerine, gazeteciyi suçlama yolunu seçiyor. Yani Kemal Bey'e inanırsak, Yeni Şafak muhabiri oturdu, Maliye Bakanı Unakıtan Baykal'ı nasıl köşeye sıkıştırabilir diye uzun uzun düşündü ve kafasından böyle bir hikaye uydurdu, gazete de bu uydurma haberi sormadan soruşturmadan manşete taşıdı. Bu ancak filmlerde olur. Bu haber ve arkasından gelen yalanlama bir söz söyleyip arkasında duramamanın açık örneği. Bütün gün sessiz kalıp olay büyüyünce de suçu muhabire atmanın tipik bir örneği. (Bu sadece Maliye Bakanı'na özgü değil elbette. Galatasaray kulübü bile Necati'nin yumruklanması olayında faturayı medyaya kesmedi mi? ) Yani Sayın Bakan bütün gün Yeni Şafak'ı görmedi, danışmanları da kendisini "Yeni Şafak'ta böyle bir haber var" diye uyarmadı. O yüzden gün boyu sessizliğini korudu, herhangi bir yalanlama yapmadı. Ancak gazeteciler kendisini arayınca ve Baykal çok sert bir açıklama yapınca gelişmeden haberdar oldu ve yalanlama yoluna gitti. Bizim buna inanmamızı beklemesin. Bakan CHP liderine gol atmak isterken gol yemiştir. Bundan böyle Deniz Baykal'ın kendisinin ve ailesinin servetiyle ilgili suçlamalarına karşı yapacağı açıklamaların da inandırıcılığını düşürmüştür. Maliye Bakanlığı önemli bir görevdir. Zaman zaman yapılan kimi esprileri anlayışla karşılamak mümkündür ama Maliye Bakanı'nın bir siyasetçiye, üstelik kendisine ve oğullarına yönelik eleştirilerde bulunan bir siyasetçiye asılsız suçlamalarda bulunmasını anlamak mümkün değildir. Büyük bir Meclis çoğunluğuyla tek başına iktidar olmanın kimi siyasetçilerin ölçüyü kaçırmasına neden olduğu çok açık. Belki de bizim de eski bir Osmanlı geleneğine dönüp bürokratları her sabah bakanlara "Mağrur olma Bakanım, senden büyük Allah var" diye bağırtma zamanımız geldi.
|