| |
|
|
İbrahim Betil'in mücadelesi
Cüneyt Ülsever'i okuyunca haberim oldu: Kendini eğitime adayan, eski bankacı İbrahim Betil, ' www.uniaktivite.net' adresindeki internet sitesinde, bazı atasözleriyle ve deyimlerle mücadeleye başlamış. Birçok atasözü ve deyim kitabını inceleyen Betil, bazı sözlerin bize yakışmadığını söylüyor. Betil ilkesel açıdan haklı. Gerçekten de dilimizde, kadınları ve kimi etnik-kültürel-cinsel-yerel grupları aşağılayan nice atasözü, deyim, tabir yer alıyor: ' Kadının saçı uzun, aklı kısa', ' Kız doğuran, tez kocar', ' Kasımpaşalı, eli maşalı' gibi... Betil eleştirisine " Kabahat, öldürende mi, ölende mi? " ile başlamış. "İdam cezasının kaldırıldığı şu çağda, ne kadar tahrik olursa olsun, cinayeti mazur gören bu anlayış kabul edilemez" diyor. Cinayete elbette olumlu bir gözle bakamayız ama hukukta, 'hafifletici sebep' kavramı yok mu? Kiralık katilin işlediği cinayetle, ne bileyim mesela, çileden çıkarak öldürmek aynı şey mi? Bu atasözü, (benim bildiğim, ' ölende mi, öldürende mi' şeklindedir) aynı zamanda bizi olayın farklı yönlerine bakmaya davet ediyor. Tartışalım! Bugünlük konuyu, çok komik bir sözle kapatalım: "Ayı deyip geçme, o da bir dağın şenliğidir." Unutmadan: Betil'in yazısını okumak için niye siteye üye olmak gerekiyor; işte onu anlamadım!
|