Üsküdar ve havada yasak aşk
Kısa süre önce İstanbul seferlerine başlayan bir yabancı havayolu, uçtuğu yeni destinasyonu tanıtmak üzere kolları sıvamış. İstanbul gibi bir şehri tanıtacak malzemede çok, böyle bir projede yer almak isteyen ilgili ülkenin firması da... Amaç İstanbul seferlerine başlayan şirketin ait olduğu ülkeden, Türkiye'ye trafik oluşturmak. Bu sebeple iyi bir tanıtım gerekiyor. Tanıtım olayının tüm detayları hallediliyor, ancak müziği konusunda ilgili hava yollarının kafasında soru işaretleri oluşuyor. Çünkü, İstanbul'un tanıtımı için düşünülen müziğin sözleri de ilgili havayolu yetkililerinin talepleri doğrultusunda o ülkenin diline çevrilip önlerine konuyor. Şarkının bestesini beğenen, fakat 'Yasak aşkı' anlattığı için güftesine takılan yetkililer, 'bu şarkı olmaz' demişler. Oldukça muhafazakar olan bu ülkenin havayolu yetkilileri bizim 'Üsküdar'a gider iken...' şarkısını aşkı yasak cenahtan anlattığı teziyle veto etmişler. Aşkın yasağı olur mu? Ya da hangi aşka havada yasak konur sizler tartışa durun, lakin yabancının gözünde durum bu. Şarkı nasıldı! Hep beraber mırıldanalım... 'Üsküdara gider iken aldıda bir yağmur, katibimin setresi uzun eteği çamur'
Avrupa Parlamentosu'nun (AP) bu ay ortasında aldığı bir karar, engelli yolcuları sevindirecek. Yeni düzenleme ile AB sınırları içerisinde havayolu ile yolculuk eden tüm engelliler, biletini aldıkları şirketin servis garantisi altında yolculuk edecek. Söz konusu düzenlemeler de yaşanmış bir olaydan hareketle gündeme geldi. Düşük maliyetli, İrlandalı havayolu şirketi Ryanair'in 2002 yılında Bob Ross adlı engelli yolcuya tekerlekli sandalye tedarik etmediğinden, yolcu uçmayı reddedip şirkete dava açmıştı. AP, yaşanan hukuki sürecin ardından yeni düzenlemeler yaparak, AB sınırları içerisindeki her havalimanında uçuş sonrası ve öncesi engelli yolculara tekerlekli sandalye tedarikinin zorunlu olduğuna hükmetti. İyi bir karar ve alkışlamak gerekiyor.
'YOL ABBAS'IN PİSTLER AIRBUS'IN' Ve otobüs kültürü havaya taşınmaya başladı. Hatta tuvaletler ilginç yazılarla süslenmeye başlanmış bile. Bir okuyucumdan gelen ve uçağın üzerine kazınmış dolmuş yazı türünü sizlerle paylaşmanın zamanın geldiğine karar verdim. İşte uçağın tuvaletine, koltuk arkasına ve kokpite yazılabilecek bazı örnekler; 'Bir sana doyamadım, bir de hostese' 'Yaklaşma toz olursun, atmosferde kaybolursun' 'Kalbinde yerim yoksa sevgilim, farketmez ben kokpitte de giderim' 'İstanbul Ankara 1 saat, sana sevgim 24 saat' 'Pistlerin atmacası' (uçağın uygun bir yerine yazılabilir' 'Türbülansın ustasıyım, gözlerinin hastasıyım' 'Sen yenisin dediler, bana ek sefer verdiler' 'Kule kalkışıma kızlar inişime hasta' 'Yol Abbas'ın Pistler Airbus'ın' 'Aşkımızı kara kutuya anlattım' 'Sen tekin değilsin dediler, Candan Karlıtekin'e gönderdiler'
|