Şampanyadaki elma suyu...
Üç adamı yan yana yuvarlak bir masada otururken gördüm... Gülüyorlardı... Kahkahalar atıyorlardı... Müslüman ve laik bir ülkenin, laikliğiyle meşhur Cumhurbaşkanı, Müslümanlığıyla meşhur Başbakanı ve yine laikliğiyle meşhur Ana Muhalefet lideriydi onlar... Necdet Sezer, Tayyip Erdoğan ve Deniz Baykal'dı onlar... "Ben elma suyu içtiğime göre, benim şampanya herhalde Başbakan'a kaldı" dediği için gülmüştü üçü de... Tayyip Erdoğan'ın alkol kullanmamasından espri üremişti; her üçünü kahkahalarla güldürecek... İkisinin alkol alıp, ortasındakinin almaması, afacan bir çocuk esprisi patlatmış, aralarında afacanca gülüvermişlerdi...
"Benim şampanya yandakine gitmiş yanlışlıkla..." Bu afacanca ve hınzırca yapılan çocuksu espri, Türkiye'deki bir dönüşümün sembolüdür... İki yaşam, iki tarz, iki kültür arasında bu kadar üst düzeydeki ilk esprileşmedir... İki tarzın, birbiririne karşı ilk hoşgörüsüdür... İki stilin, birbiriyle cilveleşen ilk örneğidir... Bu söz Türkiye'deki bir dönüşümün ilk sembolüdür... Atatürk'ün kurduğu partinin Atatürkçü Başkanı'nın, Atatürk'ün Çankaya'sının başındaki kişinin huzurunda, yanındaki Başbakan'a "Elma suyu ve şampanya esprisini yapması," her 3'ünün de buna kahkahalarla gülmesi, Türkiye'de Osmanlı'dan gelen bir dönemin sona ereceğine işaret etmektedir... Dönem artık birbiriyle şakalaşabilme dönemidir... Dönem artık birbirine hoşgörü gösterme dönemidir... Dönem elma suyuna da şampanyaya da saygı duyma dönemidir... Dönem Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Ana Muhalefet Partisi Başkanı gibi üç kerli ferli adamın, bu kadar hassas zannedilen bir konuda bir çocuk hınzırlığında, bir çocuk afacanlığında espri yapabilecek kadar, ona gülebilecek kadar masumlaşabileceğinin ispatıdır... "Benim şampanya, Tayyip beye gitmiş yanlışlıkla..." Bu sözler, Türkiye'nin geçmişinden çok farklıdır... Sadece portakal ve elma suları servis edilen bir yemekte, "Ben rakı alacağım" diyen Deniz Kuvvetleri Komutanı'nın duruşundan çok farklıdır... "Bizde rakı yok" diyen garsona "O zaman bakkaldan al" demek zorunda kalan bir düşüncenin çok uzağındadır... Hayat rakı yok diyen garsonu aşmıştır... Hayat sadece, elma suyu ve portakal suyu servis edilen hayatları aşmıştır... Hayat onları aştığı için, "Benim şampanya, Tayyip beye gitmiş yanlışlıkla" esprisi yapılabilmektedir... Şampanyanın içilebilirliği tescillenince, elma suyu tercihi de resmiyet kazanabilmiştir. Hayat birbirine saygı duydukça güzelleşmiştir... Kahkahalar nihayet duyulur olmuştur... "-Bizde rakı yok" -O zaman git bakkaldan al getir" Bu konuşma, bu diyalog sadece birkaç yıl önce Başbakanlık konutunda yapılmıştır... Komutan rakıyla sembolize etmek zorunda kaldığı bir yaşam tarzını, Başbakan'a kadeh kaldırarak göstermiştir...
Görüyorum ki, şimdi masada çok şeyler değişmiştir... Aslında umuyorum değişmiştir... Şimdi çocuksu hınzırlıkların zamanıdır. Şimdi afacan esprilerin anıdır... Şimdi "Nerde benim şampanya? Tayyip beye mi gitti yanlışlıkla?.." deme zamanıdır... Şimdi gülümseme zamanıdır...
|