| |
|
|
Basının geleceği internet ve "vatandaş gazeteciliği"
Doğan Grubu'nun "Medya Davosu" olarak isimlendirdiği etkinliğe ben de davetliydim. Çok önceden kararlaştırılmış bir toplantım olduğu için gidemedim. Ama Yeni Şafak'tan Fehmi Koru katılmış.. Gerek onun notlarından, gerek Milliyet'te Meral Tamer'in yazısından, gerekse Doğan Grubu gazetelerinin haberlerinden, mesleğimizi derinden ilgilendiren bu toplantıda konuşulanları, özet biçiminde olsa da öğrendim. Bu etkinlikte Axel Springer International'in Başkanı Dr. Andreas Wiele, Nielsen Medya Araştırmaları Başkanı Robert McCann, Associated Press Başkan Yardımcısı Thomas Brettingen, Television Française 1 Başkanı Patrick Le Lay gibi dünya medyasının önemli isimleri konuşmuş. Dilerim bu toplantıda konuşulanlar, tam metinleri ile kitaplaştırılır. Söylenilenler özetle şöyleymiş: İnternet, televizyon yayıncılığının da yazılı basının da alternatifi haline gelmeye başlamış. Gazeteler tiraj kaybederken, televizyonlar da daha çok yaşlıların ilgilendiği bir konumda bulunuyormuş. Örneğin Almanya'da toplam gazete satışı 1994'te 31 milyona yakınmış, 2004'te bu rakam 25 milyona düşmüş. ABD'de ise 1994'te 63 milyon kadar gazete satılırken, şimdi 50 milyon sınırına yaklaşmış toplam satış... 12 - 19 yaş arası gençler arasında yapılan bir araştırmada "Gazete mi, radyo mu, TV mi, internet mi" sorusu yöneltildiğinde internet birinci çıkmış. Bunu televizyon ve radyo izlerken "Gazete" sadece yüzde 5'lik pay almış. Bu araştırmadaki Meral Tamer'i sevindiren sonuç ise şöyle çıkmış: - Ama aynı gençlere "Çelişkili haberlerde hangi medyaya en çok güvenirsiniz?" diye bir soru yöneltildiğinde, ibre açık ara gazetelere kayıyor. 12 - 19 yaş arası çocukların % 42'si en güvenilir haberlerin gazetelerde bulunduğu yönünde görüş belirtirken, % 30'u tercihini TV'den yana kullanıyor, % 15'i radyo derken, bıraksalar sabahtan akşama başından ayrılmayacakları internetteki haberlere güven duyanların oranı sadece % 12'de kalıyor. Fehmi Koru'nun (Veya Taha Kıvanç) notlarından da medya yöneticilerinin bu durum karşısındaki yorum ve çözümlerini öğrendim: - Fransa'nın en büyük medya kuruluşu TF1'in patronu Patrick Le Lay, bir grup genci internet üzerinden yayınlanacak program üretimiyle görevlendirmiş... İnternette tematik TV programı hazırlığına girdiklerinden de söz etti Le Lay. Son zamanlarda, ilgilerini, cep telefonunu daha etkili ve verimli kullanma üzerinde yoğunlaştırmışlar... - Teknolojik alanda gelişmeler, kullanılan mecra alışkanlıklarını değiştirmiyor yalnızca, habere ulaşım ve sunumu da başkalaştırıyor. Şu sıralarda en çok kullanılan deyimlerin başında 'vatandaş gazeteciliği' geliyor. Tanığı olduğu bir olayı ında internet güncesi için kaleme alıyor insanlar, ya da her an güncellenen sitelere gönderiyor... Çektiği bir fotoğraf, ya da video kaydı varsa onları da ekleyerek... Elindeki belgeleri de yazdığı notun içine iliştirebiliyor... Amerikan AP haber ajansı yöneticisi Thomas Brettingen, "Bugün haberde internetten daha hızlı olmamız mümkün değil, rekabeti 'doğru haber', 'derinlemesine bilgi', ve 'sağlıklı yorum' gibi alanlarda sürdürebiliriz" dedi. - Alman Axel Springel Grubu'nun dergilerinin başında bulunan Andreas Wiele, "Üçlü parolamız var" dedi ve ekledi: "Farklı olmalıyız... Marka olmalıyız... Büyük olmalıyız..." Bu toplantının açılış konuşmasında Aydın Doğan'ın "Trendleri yakalamanız bize az gelir diyorum. Sizleri trendleri yaratmaya davet ediyorum" çağrısı yapması da zikredilmesi gerekli notlar arasında. Katılamadığım bir toplantının içeriğini, siz sayın okurlarıma katılan meslektaşlarımın yazılarından aktarmak, kopyacılık sayılır mı bilmiyorum. Ama bu toplantıda konuşulanların sadece bir medya grubunun okurları tarafından bilinmesine gönlüm razı olmadı.
|