|
|
Çiçek: Yargıya siyasetin karışması doğru değil
Adalet Bakanı Cemil Çiçek, infaz konusunun yargısal faaliyet olduğunu belirterek, bir kişinin cezaevinde kalması veya tahliyesiyle ilgili Adalet Bakanı'nın ya da bakanlığın yetkisi olmadığını söyledi.
Çiçek, ceza infaz kurumlarında üretilen el sanatları ve diğer ürünlerin yer aldığı Zafer Çarşısı'ndaki serginin açılışında yaptığı konuşmada, cezaevindeki hükümlülerin topluma kazandırılmasını, bilgi ve beceri sahibi olmasını sağlamak için değişik eğitim programları uygulandığını belirtti.
Türkiye'deki cezaevi standartları ve
uygulanan programların her türlü takdirin üzerinde olduğunu ifade eden Çiçek, mahkumların, 40'a yakın iş kolunda çeşitli ürünler ürettiklerini kaydetti.
Ürünlerin satışından cezaevi iş yurtlarına önemli gelir sağlandığını ve cezaevlerinin ihtiyaçlarının karşılandığını anlatan Çiçek, ürünlerin değerlendirilmesinde özel sektörün desteğini istedi. Çiçek, cezaevlerinde 25 bin hükümlünün bulunduğunu, bunların üçte birinin iş yurtlarında çalıştığını, hükümlülerin bu tür faaliyetlerle hem meslek edindiklerini hem de zararlı faaliyetlerden uzaklaştıklarını belirtti.
AĞCA'NIN TAHLİYESİ
Mehmet Ali Ağca'nın tahliyesiyle ilgili tartışmalara da değinen Çiçek, konunun ahlaki, hukuki ve vicdani boyutu olduğunu söyledi.
Çiçek, Ağca'nın tahliyesi hakkında yeterli bilgi sahibi olmayan pek çok kişi ve gazetecinin değerlendirme yaptığını anlatarak, infazın bakanlığın değil yargının işi olduğunu vurguladı. Çiçek, ''Bir kişinin cezaevinde ne kadar kalacağı, ne zaman tahliye edileceği, şartlı tahliye edilecek mi, bu konularla ilgili bakanlık olarak bizim yetkimiz yoktur, olmaması da gerekir. Yargı faaliyetine bürokrasinin ya da siyasetin karışması doğru değildir. İçinden geçtiğimiz sürecin tabiatına da aykırıdır'' diye konuştu.
Çiçek, kamuoyunda, bir kişinin tahliyesi için Adalet Bakanı'nın onayı gerekiyormuş gibi izlenim olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti: ''Karardan önce hakimlerden ve kararı verecek yargı makamlarından bilgi sormamız ve yanlışlığı baştan düzeltmemiz gibi doğru olmayan, hiç hukuki olmayan, yargı süreci açısından son derece de tehlikeli beklentileri bizden beklemişlerdir. Türkiye'de yargı bağımsızdır. Daha da bağımsız olmalıdır. Dolayısıyla yargı bağımsızlığı söz konusu olduğunda, kimsenin yargı kararlarının oluşmasında telkinde, ikazda bulunması, hele hele yargı makamlarının itiraz merciiymiş gibi, olabilecek hataların düzeltilmesi noktasında bakanlık bürokrasisinden onay alması asla söz konusu değildir. Adalet Bakanı ve bakanlık bir yargı kararıyla ilişkilendirilecekse, bakanlığın ve bakanın yetkisinin ne zaman, nerede ve hangi şartlarda başladığının çok iyi bilinmesi gerekir. Bakanlık olarak yargı kararlarıyla ilgili olarak, ancak şartları varsa kanun yararına bozma yoluna gitme imkanımız vardır.
Onun dışında hiçbir yargı kararıyla ilgili bakanlığın tasarrufu olduğu düşünülemez. Kim ne söylüyorsa, ne yazacaksa, ne değerlendirme yapacaksa Anayasa ve yasalara, uygulamalara bakmalıdır. Aksi halde işin hukuki boyutuyla, insani ve diğer boyutları birbiriyle karışır ve sağlıklı sonuca varamayız.''
Çiçek, Ağca'nın tahliyesinde maddi hata nedeniyle hakim ya da savcılar hakkında inceleme başlatılıp başlatılmadığının sorulması üzerine, Yargıtay'ın kararının henüz açıklanmadığına dikkati çekti. Çiçek, ''Her işlemden dolayı hakim ve savcı üzerinde soruşturma baskısını kurarsanız, hiçbir hakim ve savcı karar veremez. Yetkinin isabetli kullanılması gerekir'' dedi.
ERBAKAN'IN DURUMU
Cemil Çiçek, TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın, kapatılan RP'nin son genel başkanı ve eski başbakanlardan Necmettin Erbakan'ın 2 yıl 4 aylık hapis cezasını infaz kurumunda çekmemesi için kanun teklifi sunulması çağrısının hatırlatılması üzerine, her milletvekilinin kanun teklifi verme hakkı olduğunu söyledi. Çiçek, milletvekillerinin kanun teklifi yoluyla çözüm arayabileceklerini ifade ederek, ''Teklife göre biz de bakanlık olarak gereği neyse onu yapmaya çalışırız'' dedi. Çiçek, Erbakan'ın cezasının infazının daha önce de ertelendiğini anımsatarak, hukuki prosedürün uygulandığını, konunun tıp uzmanları ve Edremit Başsavcılığı'nda olduğunu kaydetti.
|