|
|
Ağca, Hükümete de Mercedes'e de fırsat yarattı
Türkiye'de hukuk sistemi yara almaya devam ediyor. Hiçbir dönemde yasal yapı bu kadar tartışılmamıştı. Pamuk davası, Şemdinli olayları, Van Üniversitesi Rektörü Aşkın'ın başına gelenler ve nihayet M. Ali Ağca'nının durumu... Bir zamanların büyük laflarından olan "Türk adaletine güveniyorum", "Türkiye'de bağımsız hakimler ve savcılar vardır" türünden deyişler, sadece işlerini yapan hakim ve savcıların herhangi bir günahı olmaksızın sorgulanır oldu. Hem de bu sefer hem 'kamu oyu' hem de 'kamu vicdanı' tarafından. Demek ki bir sıkıntı var. Sıkıntı varsa da iktidar partisinin elinde fırsat var. Futbol Federasyon Başkanı Levent Bıçakçı'nın son verdiği geniş kapsamlı röportajın başlığında yazıldığı gibi tam da "Düdük çalıp oyunu durdurma" zamanı. Şu sıra TCK'da yapılacak her türlü rütuşa, düzeltmeye kamuoyu da medya da gönülden destek vermeye hazır. Böyle ittifak fırsatı siyasi iletişim açısından çok ender geçer bir iktidarın eline. Bu sıkıntıyı fırsata çevirmenin tek kritik başarı faktörü ise hızlı hareket etmektir. Aradan 6 ay geçtikten sonra aynı ittifak zeminini bulmak ve siyasi prim yapmak mümkün olmayabilir. Bir başka sıkıntı da Mercedes için var. Hem de ne sıkıntı... Aldıkları bu ikinci ciddi algılama darbesi. Birincisi Susurluk'taydı. İkincisi Mercedes'i yine manşetlere taşıyan Ağca'nın tahliyesi sırasında ortaya çıktı. Mercedes hiç de hak etmediği şekilde yine mafya, Ülkücü terör, derin devlet ve karanlık işlerle anılır oldu. Ama "Algılar gerçektir. Çünkü insanlar algıladıklarına inanırlar". Mercedes sanmıyorum ki dünyanın herhangi bir ülkesinde bu kadar itibar kaybına uğramış olsun. Otomobilin anavatanı ABD başta olmak üzere dünyanın neredeyse tüm ülkelerinde otomobilde bir numaralı prestij markası olan Mercedes'in yıldızı, Türkiye'de 'karanlıkların prenslerine' endekslenmiş durumda. Mercedes, eğer Türkiye pazarı kendisine bir şey ifade ediyorsa, eğer Audi ve BMW'nin ekmeğine yağ sürmek istemiyorsa, derhal 'iade-i itibarını' sağlayacak bir iletişim atağına geçmeli. Önce bir araştırma ile hasar tespiti yaptırmalı. Öyle ya, belki de biz yanılıyoruzdur. Çevremizdeki dört beş tanıdığımızın Mercedes'lerini BMW veya Audi ile değiştirmeye kalkışmasını abartıyoruzdur. Ya da Mercedes Türkiye'de şu sıra özdeşleştirildiği karanlık dünyaya satış yapmaktan, hedef kitlesini oradan seçmek durumunda olmaktan herhangi bir rahatsızlık duymuyordur. O zaman diyecek bir şey yok. Ama tersi söz konusu ise ve hasar büyükse, iyi bir itibar yönetimine ve yeniden konumlanma stratejisine acilen ihtiyacı olacaktır. Ayrıca, hükümet gibi Mercedes de bu durumu fırsata çevirebilir.
|