Kimbilir...
Genç adam şafaktan önce kalkıyordu...Her sabah yaptığı ilk işi yapıyor, seccadesini yayıyor, secde ediyor ve nihai mahkemenin mutlak yargıcı, rahman ve rahim, Allah'ın adını anıyordu... Günün ilk ışıkları, yaşadığı küçük kulübenin duvarlarındaki posterleri aydınlatıyordu ağır ağır... Humeyni'nin posterleri vardı o duvarlarda... Ve kendisi gibi gençlerin kanını kaynatan devrimci sloganlar... Oralı değildi aslında. Ülkesinden kaçmış, oraya sığınmıştı. Uzun suratındaki çukur gözleriyle etrafına bakınıyor, alışmaya çalışıyordu. Cılız biriydi. İri elleri ve ayakları, çıkık omuz kemikleri orantısız gibi duruyordu bedeninde. Ama kendini çok güçlü hissediyordu. Çünkü hoparlörden yayılan şarkılar, duygularını gıdıklıyor, coşku seline sürüklüyordu onu... Sonra? Sonra eğiticisinin kendisine yazdırdığı nefret listesini okuyordu, ezbere... Bütün emparyalistler, NATO... Para için ruhlarını satan, Batı'ya petrol vermekten vazgeçmeyen Arap ülkeleri... Ve tabii ki en büyük şeytan, ABD... Allah adına belalar okuyor, mahvolmaları için dualar mırıldanıyordu. Son olarak sıra, dinsel nefretlere geliyordu. Kendi dininin düşmanlarına... Eğiticileri, bu nefreti tek kişiye indirgemişti. Dağların ardındaki dev sarayda yaşayan ve beyazlar giyen adam... Kendisinden önce gelenlerin 19 asır boyunca yaptığı gibi, dünyanın kendisine boyun eğmesi için fermanlar yayan adam... Ne demişti o adam, Ivrea'daki Olivetti fabrikasını ziyaret ettiğinde? "Kuran'ın insanlara öğrettiği şey, saldırganlıktır. Bizim insanlarımıza öğrettiğimiz şey, barıştır. Hıristiyanlık barış ve sevgiyi aşılar. İslam, saldıran bir dindir." Böyle dil uzatmıştı o adam... Nefret listesi ezberletilen genç adama böyle anlatılıyordu o adamın yaptıkları... Eğiticileri şunu söylüyordu sürekli... "O adamın iktidara gelmesiyle, şahı deviren Humeyni'nin İran'ı kurtarışının aynı döneme denk gelmesi, tesadüf olamazdı... Ayetullah'ın Kuran adına gerçekleştirmek istediği devrimi engellemek için gönderilmişti dünyaya o adam..." Ve bir gün kendisine, o adamı durdurmak için bir şans verilebilirdi. Bunun için eğitiliyordu...
Nedir bu? "Dünyaca ünlü bir terörist"in Mossad tarafından hazırlanan "profili..."
Kim o? Mehmet Ali Ağca...
Peki ne diyorlar bize sürekli? Ağca, Ruslar istediği için Papa'yı vurdu. Polonyalı Papa, Polonya'yı özgürleştirmek için çalışıyordu. Sovyet de parçalanmaktan korktuğu için, Bulgar maşasıyla Ağca'yı tetikçi olarak kullandı. Eh... Pek fena bir fikir gibi durmuyor di mi?
|