kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Soli Ozel @ SABAH
 

TSK ve Avrupa

Sabık cumhurbaşkan-larından Süleyman Demirel'in hafızalara kazınmış mesellerinden biri mealen, "Neyin olacağını anlayabilmek için neyin olmayacağını görmek gerekir" sözüdür. Demirel'in siyasete yaklaşımını iyi özetleyen bu söz, gerikalmış toplumların geri kalmışlığının sebeplerinden sayılacak bir yaklaşımı yansıtır.
Aklın ve bilginin ışığında öngörülebilecek sonuçlara, ancak deneme-yanılma metoduyla varılınca maliyet çok yükselir. Daha önceleri çözümü sağlayacak yöntem ve araçlar da artık geçersizleşebilir. Türkiye'nin kendi sorunlarına eğiliş tarzında da yeni yöntemler ve yaklaşımlar denemek pek makbul sayılmaz. Yeni yaklaşım önerenlere genelde kuşkuyla bakıldığından, şu sıralarda kuş gribinin yüzümüze sertçe çarptığı azgelişmişliğimizin aşılması zorlaşır, işler uzar.
Hiç kuşkusuz sorunların çözümünde bazı yaklaşımların göz ardı veya reddedilmesinde iktidar yapısının payı vardır. Hiç bir muktedir, elindeki iktidarı gönüllü olarak bırakmaz. Bu nedenle değişime direnişin gerekçesi gibi gösterilen, genelde milliyetçi söylemle dile gelen gerekçelerin çoğu aslında yerleşik imtiyazların savunulması amacına hizmet eder.
İttihat ve Terakki döneminden beri Türk siyasetinde Silahlı Kuvvetler'in iktidar alanı sivil siyasetinkinden daha geniş olagelmiştir. Çok partili rejimin bu alanı daraltmasına önce alt rütbelilerin 1960 darbesiyle karşılık verilmişti. Ardından emirkomuta zincirinin önceliği korunarak siyasi alan Silahlı Kuvvetler vesayeti altına tedricen sokuldu. 1980 darbesi tüm acımasızlığı ve gaddarlığıyla bu süreci uç noktaya taşıdı.

TSK,
alternatifler ve AB
Toplumu kışla sanan bir zihniyetin kurduğu yapı, yazdığı anayasa ülkeyi cendereye aldı. Tartışmanın önü kapandı, ülkenin yeni gerçeklerine uygun düzenlemelere gidilmesi engellendi. Bu mantıksızlık 28 Şubat müdahalesinin bizzat Silahlı Kuvvetler'in prestijine hasar vermesi ve AB'nin Helsinki zirvesinde Türkiye'nin adaylığının kabulüyle nihayet zayıfladı.
Yakın tarihin en belirleyici yılı 1999'dan bu yana Türkiye kendini dönüştürme yolunda dev sayılacak adımlar attı. Daha katedecek çok mesafesi var. Bu dönüşümün gerçekleşmesinde siyasi iktidarların gayretleri kadar TSK'nın AB hedefinin önünü kesmeme gereğini kabullenmesi de önemliydi. TSK içinde bu hedefin dayattığı değişimden hoşlanmayanların muhalefeti ise son altı yılda etkisizleşti. Türkiye'nin ulusal güvenlik devletinden, demokratik ve teknik devlete geçme zorunluluğu belli ki ordu hiyerarşisi tarafından da genelde kabullenilmişti. Ancak bu sürecin içerdiği risklerin yarattığı tedirginlik de varlığını sürdürüyor.
ABD'nin ve dünyanın en etkili dışpolitika dergisi Foreign Affairs' in Ocak-Şubat sayısında Dr. Ersel Aydınlı, emekli Binbaşı Nihat Ali Özcan ve Binbaşı Doğan Akyaz'ın " Türk Ordusunun Avrupa Yürüyüşü " başlıklı yazıları çıktı. Yazarlar TSK'nın Avrupa projesine bakışındaki değişimi analiz ediyor. Bu şekilde TSK'yı çevresindeki koşullardan etkilenmeyen bir kurum olarak gören yaklaşımı topa tutuyorlar. Tersine, okura kurumsal aklını toplumsal değişimi, kendi gücünün sınırlarını ve dünyanın şartlarını doğru değerlendirmek amacıyla kullanan bir örgüt sunuyorlar.
Yazarlara göre TSK açısından AB üyeliği "yalnızca Türk modernleşmesini taçlandıracak bir başarı olmayacak, o hedefe yönelik süreç ülkenin önündeki çeşitli meselelerin halli için bir imkân da sağlayacaktı. Bu, eldeki büyük stratejilerden biri değil, çok kısa bir sorunlu alternatifler listesi içinden en iyi tercihti ". Bu noktaya gelinmesi ise 1990'ların deneyimlerinin bir sonucuydu.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Sahneden çıkış   / 08-01-2006
 AYI ile dans   / 05-01-2006
 Muhasebe   / 01-01-2006
 Siyasetin sınavı   / 29-12-2005
 Gözlüğün rengi   / 25-12-2005
 Tahran'a bakış   / 22-12-2005
 Şişli   / 18-12-2005
 Şam'ın inadı   / 15-12-2005
 Gerçeğin dili   / 11-12-2005
 Kanallar açılırken   / 08-12-2005
SOLİ ÖZEL
TSK ve Avrupa
Sabık cumhurbaşkan-larından Süleyman...
Ayrılacağım... Seni bırakmam
Ayrılacağım... Seni bırakmam
Yakın çevresine F.Bahçe'yi bırakacağını fısıldayan Daum'u başkan Aziz...
Terlemedi bile: 2-0
Terlemedi bile: 2-0
F.Bahçe, ilk hazırlık maçında Belçika takımını rahat geçti. Goller...
Kahraman Türk'e teşekkür ziyareti
Kahraman Türk'e teşekkür ziyareti
Japonya, 21 yıl önce Irak'ın bombaladığı Tahran'da mahsur kalan 215...
'Susurluk kamyonu bana çarptı'
Susurluk, Nesim Malki, Türkbank ve İBDA-C gibi büyük davalara bakan...
Virüs var, belirtiler hafif!
Ankara'da tedavi gören üç kuş gribi vakasında virüs tespit edilmesine...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu