|
|
Ne zaman kalkınırız?
Sözünü etmeye bile değmez aslında ama her kanalda karşımıza çıkıyor İbrahim Tatlıses ve tayfası. Gözümüze gözümüze sokuyorlar 'kendini matah bir şey sanan erkek ve ona boyun eğen kadın' anlayışı içeren reklam filmlerini... Baba damadın kızını mutlu edip etmeyeceği, hoş tutup tutmayacağı ile ilgilenmiyor. Varsa yoksa para! Koltuk alınmış mı, halı tamam mı, mobilyalar eksiksiz mi? Başkalarına hava atılsın yeter. Kadın hayatından mutlu mu, dayak yiyor mu, hakarete uğruyor mu, aldatılıyor mu, her açıdan tatmin ediliyor mu, istediğini yapabiliyor mu, kızın babasının bile umurunda değil. O sadece namus bekçiliği yapıyor... Bu yüzden yazmak gerek. Kınamak, protesto etmek, reklam çıktığında kanal değiştirmek mesela... Anne ve babalar ne zaman ki kızlarını halıya, beyaz eşyaya, eve, otomobile vermekten vazgeçer, 'can'larını karşılık beklemeden sevdiği, istediği biriyle evlendirir, evinin eşyalarını ve tüm ihtiyaçlarını kocasından beklemek yerine kendisinin almasını sağlar, işte bu ülke de o zaman kalkınır. 'Mal'ın yerini 'can' alır yani. O zaman "Mal telef olacağına can telef olsun" anlayışından vazgeçeriz. Hasta tavukları saklamaz, ölen hayvanların etini çocuklara yedirmeyiz. "İki karımı alın ama tavuklarımı almayın" diye yalvaran adamlar olmaz. Kendilerini o konuma düşürecek kadınlar olmaz...
|