TÜSİAD Başbakan'la mı yoksa TOBB'la mı kapışıyor?

Şeytan ayrıntıda gizlidir. Ayrıntılar, büyük mücadeleleri de küçük hesapları da ele verir. Başbakan Erdoğan ile TÜSİAD yönetimini karşı karşıya getiren olay sessiz sedasız yapılan bir toplantı olabilir mi?
Detay önemli...
Yer, Dışişleri Bakanlığı, Tarih 17 Aralık 2005. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Devlet Bakanı Beşir Atalay ve Başmüzakereci Ali Babacan, spor kıyafetleriyle konuklarını karşılıyorlar. Katılımcılar telefonla toplantıya çağrılmış. Görüşmenin pek fazla medyaya yansıması istenmemiş.
Davetliler; Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) adına Profesör Güven Sak ile TOBB'un AB Genel Müdürü Mustafa Bayburtlu, Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) adına yönetim kurulu üyesi
Ümit Boyner, TÜSİAD'ın Ankara Temsilcisi Zafer Yavan, İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Davut Ökütçü ile Genel Sekreter Şebnem Karauçak, TESEV Başkanı Can Paker ve Hak-İş Başkanı Salim Uslu.

Güç kavgası
Sohbet, müzakere süreci ve 5'li yapıya ilişkin değerlendirmeyle başlamış. Müzakere sürecinde özel sektörü temsilen "kim lider olmalı" yarışını sürdüren TOBB ve TÜSİAD'ın arası geçmişte olduğundan çok daha kötü.
TOBB, ' yarı kamusal' nitelikli meslek birliği, AB ölçüleriyle " GONGO." TÜSİAD, bir baskı grubu ama 'özel olması' nedeniyle bir NGO.
TÜSİAD, AB'nin büyük patronlarıyla UNICE'de birlikte lobi yapma gücünü elinde tutuyor. TOBB, bundan rahatsız. O yüzden hükümete, " Anadolu sermayesini temsil eden işletmeler benim üyem, bu ülkenin ölçeğini ben yansıtırım" diyor.
TOBB kendi açısından haklı, boş durmuyor. Ekonomik ve Sosyal Konsey'in yeni taslağını hazırlarken kamu, işçi ve işveren sendikalarını yanına alıyor. TÜSİAD'a görüşünü sormuyor. TÜSİAD, bunu bahane ederek 28-29 Kasım tarihleri arasında Brüksel'de yapılan Karma İstişare Komitesi toplantısına katılmıyor.

Eşleştirme modeli
AB, bir anda her iki kurum için güç savaşının en önemli malzemesi oluveriyor. Tam da bu dönemde müzareke sürecine ilişkin
Başbakanlık, Avrupa Birliği Genel Sekreterliği, Dışişleri Bakanlığı, DPT ve Brüksel Daimi Temsilciliğinden oluşan 5'li yapı açıklanıyor. Özel sektörün nasıl bir misyon üstleneceği belli değil, üstelik esamesi okunmuyor.
Tartışmaların tırmandığı, ortalığın birbirine girdiği bir dönemde yapılan bu dar katılımlı toplantıda TÜSİAD'ın Ankara Temsilcisi Dr. Zafer Yavan, " Son derece başarılı bir eşleştirme modeli seçtiniz. Kamu olarak doğru olanı yapıyorsunuz, özel sektörün ne yapacağı belli olmaz" deyince ipler kopuyor. TOBB, İKV, TESEV ve Hak İş yetkilileri şaşkın, Boyner'e bakıyorlar.
Öyle ya, Ümit Boyner ne diyecek ? Boyner'in sesi çıkmıyor. Ve katılımcılar TÜSİAD'ın bugüne kadar söylediklerinin tersi olan görüşün niye dile getirildiğinin merakı içinde toplantıdan ayrılıyorlar. Çok değil, 3 gün sonra Başbakan, TÜSİAD'a öyle bir çatıyor ki herkes şaşırıyor. Ve ister istemez aklımıza, "Bu atışma Başbakanişadamı atışması değil, arkasında TOBB-TÜSİAD çatışması var" dedirtiyor.
Sonuçta özel sektör gücüyle övünen TÜSİAD, AB konusunda istediği vizeyi alamayınca ilkelerinin dışına mı çıkıyor!!!