| |
|
|
Hakaret mi eleştiri mi?
Biliyorsunuz 169 aydın, Türk Ceza Kanunu'ndaki 301 ve 305'inci maddelerin kaldırılması için bir bildiri yayınladı. Yerimiz dar, o nedenle sadece 301. maddeye bir göz atalım: 301. madde şöyle: (1) Türklüğü, Cumhuriyeti veya Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni alenen aşağılayan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini, Devletin yargı organlarını, askeri veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (3) Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır. (4) Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.
Buradaki dördüncü madde önemli. 'Hakaret' ile 'eleştiriyi' birbirinden ayırıyor. Tabii bunların farkını kavramak da bir 'zihniyet', bir 'kültür', bir 'anlayış' işidir. Ben basından bilirim: Adamı eleştirirsin, 'vay bana hakaret ettin' diye bağırmaya başlar. Ardından da kendisi hakaret eder. Orhan Pamuk'un sözlerini de 'hakaret' olarak görenler, aynı takoz zihniyetin uzantılarıdır. Uyguladıkları yöntem, basındaki takoz fikirlilerle aynıdır: 1) Eleştiriye tahammül edemezler... Çünkü eleştiri; açıklarını, suçlarını, kötülükleri açığa çıkarmıştır... 2) İlk iş olarak eleştiriyi yapanı hakaret etmekle suçlarlar... Tabii bunu yaparken 'vatan', 'bayrak', 'millet' gibi hassas değerleri kullanırlar... 3) Ardından da 'bize hakaret ettin' diye ona hakaret etmeye başlarlar... Dedim ya... Bütün iş 'hakaret' ile 'eleştiriyi' ayırmakta.
|