|
|
Nakkaştepe'de ilginç buluşma!
Büyük bir hızla kirlenen denizleri temizlemek için yıllardır var gücüyle çalışan Armatör Eşref Cerrahoğlu, Deniz Temiz Derneği (TURMEPA) Yönetim Kurulu Başkanı sıfatıyla bir yemek düzenledi. Önceki günkü yemeğin evsahipliğini Nakkaştepe'de yine bir deniz aşığı ve TURMEPA'nın da kurucusu ve Onursal Başkanı olan Rahmi Koç yapıyordu. Deniz Temiz Derneği'nin 2006'da yapacağı önemli çalışmalara bir sonraki yazımda değineceğim. Ne de olsa üç tarafı denizlerle çevrili olan ve her gün biraz daha kirlettiğimiz denizlerimiz kirlendikçe, bizler sadece turizm gelirinden olmayacağız, daha da önemlisi girecek bir denize de hasret kalacağız. Ancak bugün gündemde işgal ettiği yer açısından önceliği, Hükümet ve TÜSİAD arasında ipleri kopma noktasına getiren son olaylara veriyorum. TURMEPA'nın yemeğinin sürpriz bir konuğu daha vardı. O da öğrendiğim kadarıyla yemeğe son dakikada dahil olan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu . Hisarcıklıoğlu'na TOBB Başkan Yardımcısı Halim Mete de eşlik ediyordu. Belli ki, işadamları bu yemeği bir fırsat bilerek Hisarcıklıoğlu ile Rahmi Koç'u buluşturmak istediler. Ne de olsa, Başbakan'ın gerilimi bir hayli tırmandıran söz konusu konuşmayı TOBB Üniversitesi'ni gezdikten hemen sonra yapmıştı. Bu da soru işaretlerine yol açmıştı. Konusu sadece deniz olan Nakkaştepe'deki yemekte bir ara Rahmi Koç ve Hisarcıklıoğlu masada bulunan bizlerden izin isteyerek, salonun ücra bir köşesine çekilip, yaklaşık 15 dakika sohbet ettiler. Yanımda oturan Eşref Cerrahoğlu'na ne konuştukları konusunda bir fikri olup olmadığını sordum. Cerrahoğlu da içeriğini bilmediğini ancak Hisarcıklıoğlu'nun Koç'la bir araya gelip sohbet etmesinin yaşanan olaylardan sonra çok önemli olduğunu söylemekle yetindi. Yemek bitiminde Rifat Hisarcıklıoğlu'na hem TÜSİAD'ın hem de hükümet kanadının sessizliğe büründüğünü, olayların 'yatışmasında' etkisi bulunup bulunmadığını sorunca, Hisarcıklıoğlu, "5 milyon işsiz var. Ülkenin çok önemli sorunları var. Böyle bir kavganın kimseye faydası yok" cevabını verdi ve hükümet kanadından bir mesaj getirdiğini söyledi. Bu arada anladığım kadarıyla protokol gereği başta Cumhurbaşkanı olmak üzere üst düzey devlet erkanını toplantılarına çağıran derneklerde de bir telaş başlamış görünüyor. Diyorlar ki, biz protokole göre hepsine davet gönderiyoruz. Tıpkı TÜSİAD'ın son YİK toplantısında yaptığı gibi. Ancak kimi yetkili davete olumlu, kimisi olumsuz cevap veriyor. Kimi zaman hiç tahmin etmezken gelen 'katılıyorum' yanıtı, arkasında hiçbir gerekçe ya da art niyet olmamasına rağmen yanlış anlaşılabiliyor. Geçtiğimiz cuma günü konuştuğum TÜSİAD'ın önemli bir ismi haftasonu derneğin ağır toplarının Nakkaştepe'de toplanmasının ardından bir basın bildirisi yayınlayacakları konusunda kesin ifadelerle konuşuyo, 'Susamayız' diyordu. Sonra işte sözü edilen o telefon trafiğinin ardından derin bir sessizlik dönemine girildi. Kapalı kapılar ardında keyifler yerinde midir? İşte orası pek bilinmez.
|