| |
Demokratik sabır
Adalet Bakanı Çiçek, Yargıtay'ın Orhan Pamuk davası için emsal oluşturacak kararını değerlendirirken, "Bu kararı görebilmek için beklemek gerekiyordu. Bütün mesele demokratik sabır" dedi. İyi ama aynı demokratik sabrı savcıların da göstermesi gerekmiyor mu? Hemen her gün yeni davalar açılıyor..
Bir zamanlar banka reklamıyla adını bellediğimiz Pasifik ülkesi Papua Yeni Gine ile Türkiye'nin ne gibi ortak yönleri olabilir? Amerikan "Freedom House", yani "Özgürlük Evi" enstitüsüne göre var. İkisi de "Kısmen özgür ülke" . Üstelik notları da aynı: 7 üstünden 3'er aldılar! Bizim gibi "Kısmen özgür" ülkelerden başka örnekler de ister misiniz? Buyurun: Burkina Faso, Afganistan, Burundi, Cibuti, Malavi, Gabon, Gambiya, GineBissau, Guyana, Moritanya, Nijer, Mozambik, Sierra Leone, Uganda, Tanzanya... İşte böyle bir imajımız ya da saygınlığımız var. Ve Türk Ceza Kanunu'nun 301'inci maddesinden açılan davalar zinciriyle (sürekli yeni halkalar ekleniyor), hem bu gruba daha sağlam demirlemenin, hem de saygınlığımıza yeni gölgeler düşürmenin fırsatını kendi ellerimizle yaratıyoruz. Bugün sanatçı Ferhat Tunç yargıç önüne çıkacak. 6 aydan 3 yıla kadar hapis istemiyle. Onu 31 Ocak'ta başta İlhan Selçuk olmak üzere Cumhuriyet gazetesi ekibi izleyecek. Daha sonra 6 aydan 10 yıla kadar hapis istemiyle beş gazetecinin (Hasan Cemal, İsmet Berkan, Haluk Şahin, Murat Belge ve Erol Katırcıoğlu) davası izleyecek. 7 Şubat'ta. Bitmedi. Hrant Dink, Engin Aydın ve "Agos" gazetesi yazarları Serkis Seropyan ve Arat Dink hakkında "Adil yargılamayı etkilemeye kalkışmak" iddiasıyla dava açıldı. 4.5'er yıl hapis isteniyor. Ve yine Orhan Pamuk! Alman gazetesi "Die Welt"te yayınlanan demeci için o ünlü 301'den hakkında bir soruşturma daha başlatıldı. Ve inanamayacaksınız ama Joost Lagendijk! Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı hakkında da 301'den dün soruşturma kararı verildi! Ya sabır! Hele bir de mahkumiyetle sonuçlanan davalar listesi var ki, ürkmemek mümkün değil: Aziz Özer (iki kez), Zülküf Kışanak, Emin Karaca, Hrant Dink, Fatih Taş, Erkan Akay...
Gel Yargıtay içtihadı, gel! Yabancı basın ve gözlemciler bu tabloyu reformlara direnen çevrelerin "bilinçli ve sistemli taarruzu" diye değerlendiriyor. Biz ise o kadar ileri gitmeden, yargının TCK'nın ifade özgürlüğü ve eleştiri hakkıyla ilgili sorunlu maddelerinde "içtihat yokluğu"nun da etkisiyle özgürlüklerden yana yorum geliştirmekte zorlandığını düşünüyoruz. Bu görüşümüzü destekleyen somut örnek de var: İstanbul mahkemelerinden mahkumiyet çıkarken, Kocaeli mahkemesi yine 301'den açılan davada beraat kararı verdi. Ortalığın böylesine toz duman olduğu bir sırada Yargıtay, Pamuk davasında emsal olabileceği belirtilen bir karar aldı: "Yeni TCK'nın yürürlüğe girdiği 1 Haziran'dan önce 159'uncu maddeye göre açılmış davalar Adalet Bakanlığı iznine bağlı." (Not: Yeni TCK'nın 301'inci maddesi, eski TCK'da 159'uncu madde olarak yer alıyor.) Bu, Pamuk'un yürüyen davasının kaderinin Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in elinde olduğu anlamına geliyor. Çünkü, dava 1 Haziran'dan önce açıldı. Ancak yukarıda saydığımız davaları ve süren soruşturmaları etkilemeyecek. Çünkü hepsi 1 Haziran sonrası dönemin ürünleri. Sadece Adalet Bakanlığı'nın, Pamuk dosyasıyla ilgili kararının gerekçesi bu davaların sonucuna bir ışık tutabilir. Aksi halde 301 sanıklarının akıbeti için Yargıtay'ın, önüne gelecek ilk davayla ilgili değerlendirmesini beklemek gerekecek. Yani Adalet Bakanı Çiçek'in ifadesiyle "Demokratik sabır" göstermek! Anlaşıldığı kadarıyla gerek bakanlık, gerekse hükümet Yargıtay içtihadı oluşuncaya kadar 301'e dokunmamaya kararlı. Güzel. Biz de bir "Kısmen özgür" Türkiye'ye, bir de tüm AB üyeleri gibi "Tam özgür" ülkeler grubunda yer alan KKTC'ye bakıp iç çekeriz. Kıbrıslı soydaşlarımıza gıpta ederek...
|