Ölecek asker aranıyor!
2006 mutluluklara, hayırlara vesile olsun. Ancak havada yanık kokusu var. Bu ne dumandır!
Duman, ABD içindeki itibarı yerlerde sürünen "Bush yönetimi" nin, Türkiye'de sivil ve askeri devlet kademelerinde nedense "daha muteber" hale gelmesinden... Tabii, "beterin beteri" olma ihtimalinden kaynaklanıyor. Hep kendimize yonttuğumuz için onca gizli servis ziyaretinden hep "PKK'ya karşı işbirliği" sonucu çıkardık. Yani devletimiz talep ediyordu; CIA, FBI filan da o talebi dinlemek için zahmet edip buralara geliyordu. Kara Kuvvetleri Komutanı da, bu talepte bulunmak için oralara gidiyordu.
Aynı esnada manzara şuydu: 1. Irak'ta seçimler olmuş, bir Anayasa yapılmıştı; Irak askeri ve polis güçleri tesis edilmekteydi ama kimilerinin sadece "terörizm" dediği, kiminin ise salt "direniş" diye adlandırdığı mesele ortadan kalkmamıştı. 2. Mesela, Samarra gibi bir Sünni kent durmadan ele geçirilmek durumundaydı. 3. Oysa, sadece küçük bir bölümü Iraklı sivillerin ölümünü dert etse de, "ABD kamuoyu" denen garip yapı artık ABD kayıplarını, Bush yalanlarını, Irak'ta bitmeyen hikayeyi dert ediyordu. 4. Bunun sonucunda Bush yönetiminin desteği hiç düşmediği kadar ayak diplerine inmişti. 5. Lakin 2006 kasımında Kongre'de yenileme seçimleri vardı. Cumhuriyetçiler fiyaskodan ürküyordu. 6. Durumu çevirmek için, Irak'tan biraz biraz çekilmeye başlamak, en azından bunun havasını basmak gerekiyordu. 7. Nitekim, yalanların ve işgalin beyni Savunma Bakanı Rumsfeld, "yavaş yavaş çekilme" sinyalleri verdi; "Iraklıları terörizmle mücadelede destekleyecek ölçüde bir ayak izi bırakacak kadar askeri güç bırakmak" tan bile bahsetti. 8. Irak'taki işgal komutanı General Casey ise politikacı olmadığı için "ayak izi" nin filan yetmeyeceğini biliyordu; çekilen birlikleri ABD'ye yollamak yerine Kuveyt'te tutmaktan, gerekirse de asker sayısını artırmaktan dem vuruyordu. 9. ABD ordusu, 138 bin kişilik işgal kuvveti daha fazlasına yetmediği için ve asker kayıplarını azaltmak maksadıyla, kimsenin pek üstünde durmadığı bir "adilik" de yapıyor, zaten işgal ettiği ülkede "hava saldırıları" na abanıyordu. Daha az ABD askeri ölsün diye, tabii daha çok Iraklı sivil öldürülüyordu. 10. Tabii, Suriye'ye hala "dersinin verilmemiş olması"; İran'ın yeni başkanıyla "iyice kaşınması"; yarın öbür gün ikisinden birine muhtemel bir İsrail yahut ABD saldırısının ardından vaziyet alınması, bunun için sadece uçak ve bomba değil, asker de gerekebileceği, bu askerlerin nereden kaydırılacağı gibi sorunlar da mevcuttu.
Hükümet ve Genelkurmay aynı paralelde mi, yoksa farklı enlem ve boylamlarda mı düşünüyor; düşünüyorsa ne düşünüyor, ama durmadan "ABD'den taleplerimiz" diye pazarlanan durum o kadarla kalmasa gerek. ABD'nin ihtiyacı belli: Irak'ta belli bölgelerin kontrolünün devredileceği ve gerektiğinde ABD askerleri yerine ölebilecek, daha ucuz, daha masrafsız askerler. Karşılığında kararınca "Kuzey Irak vaadi". Sizden istenen, daha çok cinayet, daha çok ceset! Onlar için ölür müsün Memet?
|