İstihdama duyarlı büyümede sorun var
Türkiye son üç yılda yüzde 27 oranında büyüdü. Buna karşın, işsizlik oranı beklenilen şekilde düşmedi. 2002 yıl sonunda yüzde 8,4 olan işsizlik oranı, eylül 2005 itibariyle son açıklanan verilere göre yüzde 9,7'ye çıktı. Bu oran son altı ayın en yükseği . Ayrıca veriler, tarım ve sanayide çalışanların sayısında da azalışlara işaret ediyor. Büyümenin istihdama yansıması, ne yazık ki, gerçekleşmiyor.
Veriler doğru mu? Durum bu olsa da iki noktayı açıklığa kavuşturmak gerekiyor. Birincisi, istihdam verilerinin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı konusu. İstihdam üzerindeki vergi ve sosyal güvenlik yükünün ağırlığı kayıtdışı istihdamı teşvik ettiği genelde kabul gören bir görüş. Bunun işaretlerini, istihdam edilenlerin çalışabilir nüfusa oranında görüyoruz. OECD ülkelerinde yüzde 50'nin üzerinde olan bu oran, bizde 2004 yılında yüzde 45,8, 2005 yılı eylül verisine göre ise yüzde 44,3. Kayıt dışılığın, verileri nasıl etkilediğini tam olarak bilemiyoruz. İkincisi, verilerin düzeyinde hatalar olsa da, eğilimi gözleyebiliyoruz. 2000 yılında yüzde 5'lerde olan işsizlik oranı, halen yüzde 10'larda dolaşıyor. Mayıs ayından bu yana artış eğilimi sürüyor. Büyümenin hızlanması, bu eğilimi tersine döndüremiyor. Büyümenin kaynaklarına baktığımızda, verimlilik artışının en önemli etken olduğu anlaşılıyor. Daha az işgücü ile daha fazla üretim elde ediliyor. Reel ücretlerin de düştüğü bu ortamda büyüme tetiklenirken, istihdam azalıyor . Buna ek olarak, imalat sanayisinde kapasite kullanım oranı da artarak büyümeye katkı yapıyor. 2002 yılı sonunda yüzde 74,9 olan kapasite kullanım oranı 2004 yılından sonra yüzde 80'lerin üzerinde oluşuyor.
Ne yapılabilir? Çözüm, istihdam yaratacak projelere ve sektörlere yönelik stratejilerin geliştirmesinde yatıyor. Bu stratejide daha az sermaye ile daha fazla yeni iş yaratmanın odak noktasını, Kobilerin ve hizmetler sektörünün oluşturması gerekiyor. Kobilerin istihdam yaratma kapasiteleri yüksek . Bunlar için kredi dahil, çeşitli desteklerle donatılmış şekilde geliştirilecek projeler, istihdam sorununun çözümüne önemli katkı sağlayacaktır. Öte yandan, önümüzdeki yirmi yıllık dönemde üretimin yüzde 60'ından fazlasının kaynağını oluşturacak hizmetler sektörünün önü açılabilir, çeşitlendirilebilir ve de önemi anlaşılırsa istihdam sorununa bir ölçüde çare bulunabilecektir. ABD ekonomisinde sanayi ve hizmetler sektörünün iş yaratmasına ilişkin yapılan çalışmalar, sanayide yüzde 5'lik bir büyüme 60 bin kişilik yeni iş sağlarken, hizmetler sektöründe yüzde 3 gibi daha düşük oranlı bir büyüme 300 bin kişiye iş olanağı sağlandığını gösteriyor. Sadece sanayide üretim artışlarına bakarak gereği kadar yeni iş yaratamayacağımızı artık kabul etmemiz gerekiyor.
|