Başbakan Yardımcısı Şener, kamu bankalarının 2006 ortasına kadar stratejisinin belli olacağını belirterek, "Açıkça söylemek gerekirse yerli grupların alabileceğini düşünmüyorum" dedi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, kamu bankalarının Haziran 2006'ya kadar özelleştirme takvimi ve stratejisini belirleyeceğini kaydederek, "Açıkça söylemek gerekirse, bu iki bankanın yerli gruplar tarafından alınabileceğini düşünmüyorum" dedi. Önümüzdeki yıl kamu bankalarının özelleştirilmesinin gündeme geleceğini vurgulayan Şener, "Mutlaka uluslararası sermaye gelecektir, iki banka yabancıların ilgisinin odağında olacak" diye konuştu. Şener'in makroekonomik verilere ilişkin değerlendirmeleri şöyle:
2005'TE YÜZDE 5.2 BÜYÜRÜZ: 2005 için öngörülen yüzde 5'lik büyümenin yüzde 5.2 olarak gerçekleşeceği tahmin ediliyor. Son çeyrekteki büyüme ise yüzde 3.8.
CARİ AÇIĞI YAKINDAN İZLİYORUZ: Türkiye ekonomisini değerlendirenler, işsizlik ve cari açık olmak üzere iki nokta üzerinde çok duruyor. Cari açığı biz de yakından izliyoruz. Bu açığın ortaya çıkışında döviz kurunun temel belirleyici olduğunu düşünüyorum. Ancak açığın finansmanında herhangi bir sorun görünmüyor. 17 milyar dolarlık cari açığımız var, finansman tablosuna göre 28 milyar dolarlık sermaye girişimiz var, sermaye girişi sürüyor. Bu açık iyidir,
devam etsin gibi kanaatte değiliz, açık daha düşük olursa daha iyi olur.
MERKEZ BANKASI BAĞIMSIZLIĞI: Türkiye'de izlenen ekonomik politikalara güven duyması temel hedefimiz. İşte bu temel hedef nedeniyle Merkez Bankası'nın bağımsızlığına büyük önem veriyoruz. Merkez Bankası'nın döviz kurunu yükseltici bir müdahalesi yok. İsterse yükseltir. Merkez Bankası'nın operasyonel bağımsızlığı var ve bu konuda telkinde bile bulunmuyoruz.
BÜYÜME İŞSİZLİĞİ DÜŞÜRMEDİ: Türkiye'de işsizlik yüzde 9'un üzerinde. Son yıllardaki ekonomik büyümeye rağmen işsizliğin aşağıya düşmemesi temel sorgulanan konuların başında. Geçen üç yılda işsizlik oranı artmadı. Ama Türkiye'de önemli bir stok işsiz sayısı var.
MENKUL KIYMET VERGİLERİ: Türkiye'de sermaye çıkışı olabilmesi için vergi ile birlikte yabancı sermaye için kılık oranının diğer bazı ülkelere göre daha düşük düzeye inmesi gerek. Vergiye rağmen Türkiye'de yapılan yatırımın kılık oranı fazla ise Türkiye'ye sermaye akışı devam eder. Bu konuda da şu anda farklı bir sinyal almış değiliz.