kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Lutfi Mete @ SABAH
 

Küresel minibüsçü kuralları

Kendi insanları için hayli adil bir düzen kurmayı başaran gelişmiş Batı ülkeleri ve İsrail, atom bombasının babaları ve efendileri olarak, başkalarının nükleer silah üretme çabalarını savaş sebebi sayarken bizdeki 'minibüsçü kuralları' nı hatırlamamak mümkün mü?
- Sen asla atom bombasına sahip olamazsın, insanları topluca öldürmek bana mahsustur!
Aynen bizim bıçkın minibüs sürücülerimizin hissettiği gibi:
- Sen insanların can güvenliğini tehdit edecek şekilde araç kullanamazsın, o zevk bana aittir! Sen sollama yapmanın uygun olduğu yerde bile beni sollayamazsın. Fakat ben, sollamanın yasak olduğu yerde dahi seni sollarım. Haa, bu arada eğer tarzıma sinirlenip el kol hareketi yaparsan, hele küfür ritminde korna filan çalarsan sana bin beterini iade ederim, hatta canım çekerse seni tahtalıköye bile yollarım!
Elbette bu benzerliğe dikkat çekerken herhangi bir ülkenin atom bombası üretme girişimine destek verme amacı güdüyor değilim. Tam aksine, daha önce de dile getirdiğim gibi, özellikle Müslümanlık iddiasındaki ülkelerin atom bombası için yırtınmalarını, İslam'ın özüne ihanet olarak görmekteyim. Sayısız masumu öldürecek türden silah komşusunun elinde bulunsa dahi Müslüman kişi aynı yola sapmamalıdır. Eğer bu atomcu taklidi caiz kabul edersek, bize karşı savaşan herhangi bir sapık düşmanın işlediği her türlü insanlık dışı suçlara misliyle karşılık vermemiz de 'kısas' kapsamına girer, böylece mesela çocukları öldürmemiz ve ırza tecavüz etmemiz mubah olur! Geçmişte Müslüman bilinip de bu cürümleri işleyen savaşçıların az veya çok görülmüş olması, İslam hukukunun böyle fiilleri kökten reddini değiştirmez! Hissiyat olarak belki çok zor ama böyle durumlarda Müslüman insan hiç değilse düşünüş ve inanış itibariyle şunu söylemek durumundadır:
- Atom bombasını kullanan katliamcı olmak yerine, bu bomba ile dünyadan silinmeyi tercih ederim.
Can tatlı diye samimiyetle böyle diyemiyorsak ve milli varlığının bekası için başkalarının -özellikle de komşularımızın- sahip bulunduğu atom bombasına karşı tedbir arıyorsak başvuracağımız yol aynı katliam aletini tedarik etmek değil; bu korkunç silahı etkisiz hale getirebilecek mucizemsi bir savunma yöntemi keşfetmeye yoğunlaşmaktır. Allah'ın ipine sarılan bir Müslüman böyle bir buluşu imkansız sayamayacağına göre, kendini Vahşi Batı'nın zulüm tekniğini taklit ve tedarike mahkum hissedemez, böyle bir teslimiyeti benimseyemez!
'Uygar dünya' nın 'minibüsçü kuralları' ile hareket etmesi sadece nükleer silah konusuyla sınırlı değildir.
Küresel ticaret de aynen böyle yürür. Nasıl ki ortalama minibüs sürücüsü, yolun neresinde olursa olsun yolcuyu vakumla yutmak için herkesin hakkını, zamanını ve hatta can güvenliğini gasp etmeyi çok doğal sayıyorsa, 'uygar dünya' da aynen öyle ticaret yapar:
- Bir yerde ben üç kuruş dahi kazanacaksam her türlü kuralı ihlal edebilirim. Fakat sen aynı kuralları ihlal edersen, kazanabileceğinin kat kat fazlasını kaybetmeyi göze alacaksın!
Örnek mi istiyoruz?
En sıcağını, Güney Koreli araba üreticisinin istediği ayrıcalıklarla ilgili tartışmada görebiliriz. Orta Avrupa'dan bir AB üyesi ülke, sırf Batılı -belki aynı zamanda Haçlı şemsiyesi altında- olduğu için, liberal kuralları ihlal ederek her türlü teşvikte bulunabilir ve Güney Koreli araba devini kendi sınırları içinde yatırıma razı edebilir. Fakat Türkiye böyle bir teşvik için teşebbüste bulunursa liberal tabular (!?) delineceği için küresel iktisadi kelepçe olarak IMF, tam da bıçkın minibüsçü tavrı ve tarzıyla kıyameti koparır:
- Benim almaya niyet ettiğim yolcuya sakın kapını açma, üstüne kırar, çarparım billahi!
Çarpar mı çarpar!
Onun için de Davos'tan-Mavos'tan 'küresel icazetli' bir bakan, en çok 'milli icazetli' denebilecek bir başka bakanının ayağına basarak 'Olmaz ağabey, bu kurallar bizim içindir, küresel minibüsçü için değil' diye kestirip atar!

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Bölücü mafya tekeli   / 23-12-2005
 Barajın düşürülmesi   / 22-12-2005
 Çuval çuval derin tercüman   / 20-12-2005
 Pamuktan panikler   / 19-12-2005
 YÖK'e bir zafer daha mı?   / 16-12-2005
 Siyasetçinin erdemine dair   / 15-12-2005
 CIA ne satıp ne alacak?   / 13-12-2005
 'Hezeyan' yarası için dua   / 12-12-2005
 İtfaiye yanarsa   / 09-12-2005
 Kimlik yangınına dinli ve dinsiz benzin!   / 08-12-2005
ÖMER LÜTFİ METE
Küresel minibüsçü kuralları
Kendi insanları için hayli...
UMUR TALU
Kuyudaki fikir
Bazen "ana fikir" i açıklamalı.
ERGUN BABAHAN
Sosyal sorumluluk ve SABAH
Turgay Ciner, SABAH...
ERDAL ŞAFAK
İkiyüzlü vicdanlar
Bugün Güney Asya'yı vuran tsunami...
MEHMET ALTAN
Fikir özgürlüğünün sınırını ne belirler?
Adaletli bir...
Muhittin olayı O'na yaradı
Paris'te yaşanan "göçmen ayaklanması" diğer partilerin oylarının...
Felaketin yıldönümü
Yaklaşık 216 bin kişinin ölümüne yol açan tsunaminin yıldönümü için...
Demoklesin Kılıcı
Demoklesin Kılıcı
G.Saray camiasının ileri gelenleri Canaydın'ın isteyerek...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu