"Demokrasilerde yargı kararları da eleştirilir"
Ankara Barosu Başkanı Vedat Ahsen Coşar, demokrasilerde yargı kararlarının da eleştirilebileceğini belirterek, ''Denge, aşağılamamak ve hakaret etmemek olmalı'' dedi.
Coşar, Ankara Barosu'nun Gölbaşı'nda bulunan sosyal tesislerinde yaptığı basın toplantısında 3 Ocak'ta başlayacak ''Hukuk Kurultay''ına ve çeşitli konulara ilişkin görüşlerini açıkladı.
Türkiye'de, eleştiri kültürünün gelişmediğini, bir zamanlar devleti eleştirmenin de bir tabu olduğunu ifade eden Coşar, ''Artık Hegel'in kutsal devlet anlayışı yok, devlet de eleştirilir''
dedi.
Demokrasilerde yargı kararlarının da eleştirilebileceğini belirten Coşar, şöyle konuştu:
''Demokrasilerde yargı kararları da eleştirilir. Denge, aşağılamamak ve hakaret etmemek olmalı, eleştiri bilimsel ve hukuki temele dayanmalı. İki açıklamayla yargı etkileniyorsa bu yargıya da güvensizlik, saygısızlıktır. Van'daki olayla ilgili olarak açıklama yapanların büyük bir kısmının dosya hakkında bilgisi yok. Herkes siyasi refleksine göre hareket ederek yaklaştı. Ondan sonra da 'hukuk siyasallaştı' diyoruz. Hiçkimse eleştiri dışında değildir, herkes eleştiriye açık olmalıdır. Kimsenin hakim ve savcılara 'kariyerinizi düşünün' deme haddine değil, bu saygısızlıktır. Eleştiri, tehdit içeriği taşımamalıdır.''
Coşar, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mustafa Koç'un açıklamalarının ardından yaptığı değerlendirmeye ilişkin bir soru üzerine, ''Başbakan da bu açıklamalarının ardından yapılacak incelemenin muhatabı olmalıdır. Çünkü, Başbakan'ın etkileme gücü benden çok farklı'' dedi.
''301. MADDE KALDIRILMALI''
Coşar, üç erk arasında yargıyı en fazla etkileme gücüne sahip olan erkin yürütme olduğunu, tarihte de bu konuda örnekler bulunduğunu söyledi.
Bir soru üzerine, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'ndaki 301. maddenin kaldırılması gerektiğini savunan Coşar, ifade özgürlüğüne ilişkin yasal düzenlemeler yapılmasına rağmen uygulamada yaşanan sorunları, mevzuatın içselleştirilememesinden kaynaklandığını söyledi.
Savcı ve hakimlerin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarını dikkate alması gerektiğini belirten Coşar, ''AİHM'in türban konusunda verdiği kararı maksadı aşan ölçüde eleştirildi. Ancak bizim mahkeme kararları eleştirildiğinde de tavır alınıyor, bu çifte standarttır. AİHM kararları da eleştirilebilir, ancak bilimsel esaslara göre...'' diye konuştu.
Ankara Barosu'nun düzenlediği ve 3 Ocak'ta başlayacak olan ''Hukuk Kurultayı'' hakkında da bilgi veren Coşar, kurultayda çok önemli konuların ele alınacağını, bunlar arasında ''adliye yönetimi''nin de bulunduğunu söyledi.
''Adliyeleri savcılar yönetmemeli'' diyen Coşar, adliyelerin artık işletme yönetiminde uzman kişiler tarafından yönetilmesi gerektiğini belirtti. Coşar, kurultay da ''Feminist Hukuk'' konusunun da tartışılacağını bildirdi.
''CMK UYGULAMASI CEZA AVUKATLIĞINI BİTİRDİ
Avukatların, Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) kapsamında görevlendirilmesinde sorunlar yaşandığını anlatan Coşar, bu konuda mali sıkıntı yaşadıklarını söyledi.
2005 yılı için ayrılan kaynağın kasım ayı sonunda bittiğini bildiren Coşar, ''Bu konuda CMK yeniden gözden geçirilmelidir. Avukat görevlendirilmesi hazırlık soruşturmasıyla sınırlı tutulmalıdır.
Avukatların hakları da korunmalıdır. CMK uygulamasıyla ceza avukatlığını bitirdi, mesleğe zarar verdi. Ceza hukuku konusunda yeterli bilgisi olmayan genç avukatlar, ciddi şekilde hak kayıplarına neden oluyor'' diye konuştu.
Ankara Barosu Başkanı Vedat Ahsen Coşar, Ankara Adliye Sarayı'nda bulunan kütüphaneyi de yenilemek istediklerini, bunun için 100 milyar lira kaynak ayırdıklarını, ancak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ''Kütüphanede sınav ve bayramlaşma yapıldığı'' gerekçesiyle izin vermediğini sözlerine ekledi.
(AA)
|