Sosyal sorumluluk ve SABAH
Turgay Ciner, SABAH Grubu'na adımını attığında ne kadar zor bir görev üstlendiğinin farkındaydı. Kağıt alacak bile parası olmayan, yasal olarak kuşatma altında bulunan bir kurum için bütün geçmiş yatırımlarını da tehlikeye sokabilecek bir risk aldı. Herkesin SABAH Grubu'na günlerle ömür biçtiği bir dönemdi. Turgay Ciner önce SABAH ve atv'yi kurumlaştırdı, ardından Merkez Dağıtım'ı kurarak piyasadaki tekeli kırdı. Bunun önemini Cumhuriyet gazetesi kavgaları sırasında İlhan Selçuk çok açık bir dille yazdı. Turgay Ciner'in gözükaralığı sayesinde Türk medyası tek seslilikten kurtuldu, rekabete açık hale geldi. 8 Ağustos benim için Merkez Grubu'nun miladı oldu. 8 Ağustos 2002'den itibaren medyaya yepyeni bir anlayış getirmek amacıyla kolları sıvadık. 3 seneyi aşan süre içinde az iş başarmadık. SABAH'ın tirajı ve ilan geliri düzenli olarak yükseldi, atv gerek programları, gerek haberi ile rakip tanımaz bir şekilde birincilik koltuğuna oturdu, Takvim gazetesi tirajını ikiye katladı, Fotomaç ciddi bir atılım yaptı, dergi grubumuz ise rakipleri kıskandıran başarılara imza attı. Bunlar gerek şirketlerimizin geleceğini, gerekse çalışanlarımızın işlerini güvence altına alan adımlardı. SABAH'ın ayakta kalmasının diğer bir artı yönü, binlerce kişinin işinin korunmasının yanında yeni yeni yüzlerce insana iş olanağı yaratması oldu elbette. Turgay Ciner'in daha ilk günden en önem verdiği konulardan biri "Sosyal sorumluluk" projeleriydi. Onun kişisel fikirlerinin sonucu Darüşşafaka ve TEMA Vakıfları'na katkı projelerini geliştirdik. Bugün SABAH'a ödediğiniz paranın yüzde 1'i çevre korunması için TEMA'ya, yüzde 1'i de eğitime destek için Darüşşafaka'ya gidiyor. SABAH Grubu sürekli olarak eğitime katkıda bulunma çabası içinde. Turgay Ciner'in öncülüğünde yaptırılan okullara her geçen gün bir yenisi ekleniyor. SABAH'ın bugünkü yönetimini oluşturan insanlar, şirketlerin, özellikle de medya şirketlerinin sosyal sorumluluğunun ne kadar önemli olduğunun farkında. Bunun sonucu sürekli yeni projelere imza atma fırsatı buluyoruz. Bunun son örneği de Santralİstanbul oldu. Doğuş Grubu ve Ferit Şahenk'in de katkılarıyla İstanbul'un ve Türkiye'nin çehresini değiştirecek bir projeye destek kararı aldık. Seneye bu zamanlar Haliç'in ucunda bir kültürsanat abidesi yükselecek. İstanbul Bilgi Üniversitesi'nin öncülüğünde gerçekleştirilecek Silahtarağa Santralı alanında Enerji Müzesi, Çağdaş Sanat Müzesi, dev kütüphanesi, amfi tiyatrosu, yerli-yabancı fikir ve sanat adamının rahat bir biçimde çalışacağı lojmanlarıyla dev bir eser ortaya çıkacak. SABAH'ın eğitim ve çevreden sonra kültür ve sanata da damgasını vurmasını sağlayacak bu projeye geçen hafta Turgay Ciner ve Ferit Şahenk birlikte imza attı. Kültür ve sanata gönül vermiş kişi ve kurumların da bu projeye farklı düzeylerde katkı sağlayacağına inanıyoruz. Çünkü biz Türkiye'nin iyi şeylere layık olduğunu düşünüyoruz. İstanbul'un bir Paris, Londra, Madrid gibi sadece Boğaz'ı, Osmanlı'dan kalan camileri ve saraylarıyla değil, Cumhuriyet döneminin eserleriyle de tanınmasını istiyoruz. Bunun için üzerimize düşen her görevi memnuniyetle yapmakta kararlıyız. Çünkü hep söylüyoruz, Biz Türkiye'yiz.
|