kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
  » Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Sonu bilinmez bir yolculuk
Sonu bilinmez bir yolculuk
Sanırım hata yapma hakkım var

O şimdi ressam

Kırk yıldır resimle uğraşan ünlü şarkıcı Erol Evgin sergi açıyor. Hayali ise sanatçı arkadaşlarının portrelerini yapmak.


Sonu bilinmez bir yolculuk

30 Kasım'da ilk sergisini açacak olan ünlü şarkıcı Erol Evgin, aslında kırk yıldır resimle uğraşıyor. Evgin 2001 yılındaki ekonomik krizden bu yana resim uğraşına daha profesyonel bir şekilde devam ediyor.

Türk pop müziğinin en büyük seslerinden biri olan, mimar kimliğiyle de pek çok başarılı projeye imza atan Erol Evgin şimdi de resimleriyle sevenlerinin karşısına çıkıyor. 30 Kasım'da Ortaköy Sanat Galerisi'nde "Miras" adlı ilk sergisini açacak olan Evgin resimlerinde tarihi eserleri ve bu eserlerin çağımızla uyumunu anlatıyor. Resmi "Sonunu bilmediğiniz bir yolculuğa çıkmak" olarak tanımlayan başarılı sanatçıyla eserlerini ve ressamlığını konuştuk.

- Biz sizi iyi bir müzisyen ve mimar olarak biliyoruz. Resimle uğraşmaya ne zaman başladınız? - Ben bir resim koleksiyoneriyim, aşağı yukarı otuz yıldır Türk ressamların resimlerini biriktiriyorum. Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Mimarlık Bölümü mezunuyum. Güzel Sanatlar Akademisi'nde bizim okuduğumuz yıllarda temel eğitim dersi yoktu, onun yerine resim, heykel ve yazı dersleri vardı. Yani estetiğin, sanatın temel kurallarını resimde Cemal Tollu'dan, Neşet Ünal'dan, Devrim Erbil'den, heykelde Şadi Çalık'tan, yazıda Hattat Emin Barın'dan öğrendik.

- Çok şanslı bir başlangıç yaptınız yani... - Evet, Akademi'nin altın yıllarıydı. Sonra da ben mimar olarak eskizlerle, desenlerle düşünmeye alıştım. Ama resme yoğun olarak 2001 yılında çıkan ekonomik krizde yöneldim. O gün ofisimde televizyon açıktı, haber bültenleri kriz olduğunu anons edince ofiste çalışan mimar arkadaşlara "Arkadaşlar bundan sonra bol bol hobilerinizle uğraşacak ve seyahat edecek zaman bulacaksınız" dedim. Ve aynı gün Ressam Mahir Güven'le buluştum, onunla desen, leke anlamında suluboya ve yağlıboya çalışmaları yapmaya başladık. Bugünlerde de hocam Devrim Erbil'le gravür çalışmaları yapıyorum. Aslında ses sanatçısı Erol Evgin'in toplumdaki imajı o kadar baskın ki benim diğer yönlerim pek ortaya çıkmadı.

ÇOK TUTKULU BİR İNSANIM

- Resme genellikle emeklilik döneminde başlanır. Siz emekliliğinizi beklememiş oldunuz böylece...
- Emeklilik yıllarında yapılan resim tamamen hobi amaçlı, insanı dinlendiren amatör bir uğraş. Ben çok tutkulu ve sanatın içinde yaşayan bir insanım. Bu işi amatör bir uğraş gibi ele almadım, tutkuyla bağlandım. - Miras adlı serginizi gezenleri nasıl resimler bekliyor? - Bugüne kadar 100'e yakın yağlı boya tablo yaptım. Bunların içinden bir konsepte hizmet eden 60 tanesini topladık. Bu topraklarda Hitit, Frig, İlhanlı, Selçuklu, Bizans, Doğu Roma ve Osmanlı İmparatorlukları yaşamış ve eserler bırakmışlar. Bu kültürel mirası konu aldım resimlerimde. Eskiyle yeninin hoyrat komşuluğunu resmettim.

- Resimlerinize mimarlık kimliğiniz de çok yansımış, öyle değil mi? - Evet, özellikle mimariyle resmi tuvalde buluşturdum. Bedri Rami Eyüboğlu'nun bir şiiri vardır, şöyle der: "Yalnızlığın kadarsın, yalnızlığın mis kokmalı..." Ben mimari başyapıtların tüm bu keşmekeş içindeki yalnızlıklarını ama mis kokan yalnızlıklarını tuvale yansıtmaya çalıştım.

- Yorumcu kimliğinizin ressamlıkla örtüşen bir yanı var mı? - Var tabii. Müzikle mimarlık, daha doğrusu plastik sanatlar çok örtüşen şeyler. Susmuş bir musikidir mimarlık, Selimiye Camii'ne baktığınız zaman fonda Dede Efendi'nin bir eserinin çalmasını istersiniz. Ya da Notre Dame Kilisesi'ne baktığınızda fonda barok bir müzik istersiniz. Yani bütün sanatlar birlik bütünlük içindedir. Pop müzikte ne okulumuz, ne ekolümüz ne de önderlerimiz vardı bizim. Pop müziğin Türkiye'deki kilometre taşları olduk. O taşları koyarken diğer sanatlara çok baktım. Resme baktım, mimarlığa baktım, oralardan müziğe paralellikler çekmeye çalıştım. O dirsek temasını yitirmemek gerekiyor.

- Tüm bu resim telaşı içinde yorumcu Erol Evgin'i özleyenler için yeni bir albüm hazırlıyor musunuz? - Evet, yılbaşından önce 1976-80 yılları arasında Çiğdem Talu ve Melih Kibar'la birlikte yaptığımız 20 şarkının orijinal kayıtlarından oluşan bir albüm çıkaracağız. Bir yıldır bu projenin üzerinde çalışıyorum.

Eylem BİLGİÇ

DİĞER GÜNCEL HABERLERİ
 Hobiydi uluslararası yarışmaya dönüştü
 Türkçe'yi Nazım'la ilerlettik
 'Başucu muhabbetleri' yapacak
 Bir hayran mektubu
 Provokatör tasarımcı
 Engellilerin sema grubu
 Menopozdan sonra güzel kalmak hayal değil
 Doğurmak erkek işi
 Pro'suz çıkmam abi!
 Karım içkileri lavaboya döküyor
 58 yıldır her gün süren kin ve dostluk gösterisi
 Kızarmış yumurta kızarmış yumurtadır
 Sıkıntılar var ama ortaya sanat eseri gibi bir Beyoğlu...
 Kısa... Kısa... Kısa... Kısa...
 Ben yarattım ama Sinatra söyledi
 Kemanla bir ses bir heves
 Ölüm fetvası korkusuyla büyüdü
 Madonna dansçı kızı kaptı
 Huzura dönüş başlıyor
    Cumartesi Yazarlar
  » Güncel
    Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
BALÇİÇEK PAMİR
Bir rektör düşünün gözleriniz kapalı
Pat diye mi girdim...
ALİ POYRAZOĞLU
Ben eskiden küçüktüm
Tiyatroya gelirsiniz... Oturursunuz...
SUNAY AKIN
Denizdeki o tuhaf hikaye
Eski denizciler uğursuz...
Antepli Musa Usta
Musa Dağdeviren bir Anadolu mutfakları uzmanı; ayrıca Yemek Kültürü Dergisi'nin...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.