|
|
|
|
|
|
Kalp nakliyle yaşama döndü göz nakilleriyle ışık veriyor
Prof. Dr. Öner Gelişken, geçtiğimiz yıl kalp nakli oldu. Onun yaşadıkları, bir bilim adamının kendisine yeni bir hayat armağan eden ve hiç tanışmadığı insanlara nasıl teşekkür ettiğini gösteriyor. Şimdi yeni kalbiyle gelen yeni hayatının ilk yılını kutluyor ve organ bağışı için çağrıda bulunan insanlar arasına o da katılıyor
Kendisine kalbini veren kişinin kim olduğunu bilmiyor ama onu kahramanı olarak görüyor Prof. Dr. Gelişken ve ekliyor: "Bana kalp bağışlayarak bir hayat hediye edenler bilsinler ki, ben de insanlara ve topluma yararlı olmak için elimden geleni yapıyorum. Ve bunu sadece kendim için değil, onlar ve benim kahramanım adına yapıyorum
Türkiye'nin en iyi göz doktorlarından Prof. Dr. Öner Gelişken, geçen yıl geçirdiği kalp nakliyle hayata yeniden döndü. Şimdi Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde yaptığı zorlu göz ameliyatlarıyla insanları ışığa kavuşturmanın ötesinde; kendisine kalbini verip yeni bir hayat bağışlayanlar için kornea nakillerine katılıp insanlara yeniden görme şansı veriyor. Gözün en zorlu bölgesi olan arka tabakasının ameliyatlarında Türkiye'deki en iyi göz doktorları arasında onun da adı geçiyordu. Robert Kolej, Hacettepe Üniversitesi ve Belçika'da uzmanlık eğitimi derken, 12 yıldır profesör olarak Uludağ Üniversitesi'nde aralıksız çalışıyordu. Gelişken, artık mesleğinin doruğunda olduğu günleri yaşıyordu. Ancak, geçtiğimiz yıl 49 yaşındayken aniden bir kalp yetmezliğiyle karşı karşıya kaldı.
DOĞAYA AŞIK BİLİM ADAMI Ailesel kökenli kalp hastalığı ve çok da önemsemediği şikayetleri, onu akademik bir makale hazırlarken göğsüne saplanan ağrıyla uyardı. Bir gün sonra gireceği ameliyatı ve yoğun ders temposunu planlıyordu. Ama hayat onun planlarını bir anda değiştirdi. Aniden hastaneye yatırılışını ve sonrasındaki dönemi kan kalbine yeterince pompalanmadığı için net şekilde hatırlayamadığını söylüyor. Kalp yetersizliği artık son boyutundaydı. Uludağ Üniversitesi'ndeki meslektaşlarının teşhisine göre hemen bir kalp nakli yapılmalıydı, ancak bu o kadar kolay olmayabilirdi. Belki de yurtdışına götürülüp suni kalbe bağlanması gerekiyordu, ama durumu da giderek ağırlaşıyordu. Hızlı ve biraz da yoğun geçen akademik hayatı içinde aslında kendi sağlığına hiç de dikkat etmediğini artık fark etmişti. Üst üste geçirilen enfeksiyonlar, son zamanlarda onun merdiven çıkarken bile yorulan kalbini zorlamıştı. Ancak o yine de hiç bu tür bir durumla karşılaşacağını düşünmemişti. Gelişken, "Her zaman çok sağlıklı olduğuma inanmıştım. Vakit buldukça dağa çıkarım. Yürürüm, doğayla iç içe olmaya bayılırım ama çok yorgundum. Hastalıkların insanların hep zayıf anlarını kolladıklarını o an fark ettim" diyor. Üniversite ve rektörlükler derken bütün Türkiye'deki organ nakli merkezlerinin onun için seferber olduğunu söylüyor. "Ben durumu yatakta izler gibiydim, etrafımdaki koşturmacaya sadece uzaktan bakabiliyordum. Türkiye'nin en iyi merkezlerinden Akdeniz Üniversitesi'ne götürülmem için uçak ambulans ayarlandığını öğrendim. Ambulanstakiler beni tanıdıkları için oturma koltuğu ayarlamışlar. Benim ölümle yaşam arasında olduğumu, o an üzerimde aletlerle nefes almamın bile zor olduğunu düşünememişler"diyerek zorlu gidiş öyküsünü anlatmaya başlıyor.
'HAYATA HOŞGELDİNİZ' Uçakta giderken ölüme daha da yakınlaştığını fark ettiğini söylüyor. Prof. Dr. Gelişken "Eşim elimi tutuyordu, ona baktım, vasiyette bulunmak istedim. Organlarımın verilmesini istiyordum ama o an hiçbir yerimin işe yaramayacağını fark ettim. Böbreklerim, akciğerim hepsi kötü durumdaydı, işe yaramazdı. Ancak en azından derim kalitelidir, kullanılabilir diye düşündüm. Sonra zaten bilincimi kaybetmişim" diye anlatıyor ameliyata giderken yaşadıklarını. Gözlerini açtığında bir hemşirenin başında ona gülümseyerek baktığını anlatan Prof. Dr. Gelişken, "Akdeniz Üniversitesi'ndesiniz. Hayata hoşgeldiniz, kalp nakliniz son derece başarılı geçti denince inanamadım, dışarıda atan bir kalp pompası falan aradım" diyor. Ameliyat sırasında gerekli kanı da; durumu haber alan hastalarının hastaneye koşarak bulduklarını söylüyor. Prof. Dr. Gelişken, meslektaşı Prof. Dr. Ömer Beyazıt ve ekibinin onu yeniden hayata bağladığını belirtirken şunları söylüyor: "O an anladım ki doktor insana yalnızca sağlığına kavuşturmak için gerekli değil, destek vermek için de çok önemli. Şimdi Ömer Bey'i görünce hayata daha çok bağlandığımı hissediyorum. Bu nakil doktorluğumu da büyük ölçüde etkiledi. Hastaların neden doktorlarını sık sık görmek istediklerini şimdi daha net anladım." Gelişken'in operasyon sonrasındaki iyileşme dönemi son derece hızlı geçmiş. 17'nci günde kardiyo bisikletine binmiş, üçüncü haftada Konyaaltı Plajı'nda yürümeye başlamış. Beş hafta sonra günde 3-5 kilometrelik yürüyüşlere çıkmış. Yedinci haftada da Antalya Torosları'nda soluğu almış. Ameliyattan üç ay sonra Bursa'daki evine döndüğünde önemli bir karar vermek durumunda kalmış. 'Bundan sonra hayatını değiştirip dünyayı dolaşıp, çok sevdiği dağlarda soluk almayı mı, yoksa tekrar mesleğinin başına dönmeyi mi seçmeliyim' konusunda uzun süreli bir tereddüt dönemi yaşamış.
BORCUNU ÖDEMEK İÇİN... Sonra kendisine kalbi bağışlayan kişilere bir borcu olduğunu düşünmüş. "Kalp bağışında bulunan aileyle tanışmamı doktorlar uygun görmediler. Tek yaptığım şey bir ihtiyaçları olup olmadığını sormak oldu. Ancak ihtiyaçları yokmuş. Sanıyorum onlar da benimle bağlantı kurmak yerine uzaktan izlemeyi tercih etmişler. Ancak onlara borcum olduğunu düşündüm. Artık sorumluluğum beni tekrar hayata döndüren insanlara karşı da büyüktü. Bana 'o kişiyi hissediyor musunuz?' diye soranlar oluyor. Mistik bir durum yok ancak minnet duygusunu hissediyorum ve o kişiyi bir kahraman olarak görüyorum" diyor. Profesör, artık hasta olmanın ne demek olduğunu daha iyi anladığını ve yakından yaşadığını anlatıyor. Kendini yeniden doğmuş gibi hissettiğini o yüzden bugüne kadarki mesleki birikimini, yine insanlar için kullanmak istediğini söylüyor.
4. AYDA GÖREV BAŞINDA Ameliyatın ardından dördüncü ayda yine operasyonlara başlamış. "İlk sefer benim için heyecanlı oldu, ancak bu benim yaşam amacımdı. Hastalarım beni hayata bağlamıştı ve onlara bir borcum vardı" diye anlatıyor düşüncelerini. Artık çok daha düşük tempoda çalıştığını arkadaşlarının onu asiste ettiğini söylüyor. Ancak zorlu ameliyatlara katıldığını, ameliyatın ardından gerekli kornea nakillerini de gerçekleştirdiğini anlatıyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|