HSBC Genel Müdürü Piraye Antika, kredi kartlarının kayıtdışı ekonomiye büyük darbe vurduğunu kaydetti. Antika, kartların sadece yüzde 2'sinin sorunlu olmasına rağmen sürekli tartışılmasını ise kayıtdışı ekonomi lobisine bağladı.
Faiz oranlarının yüksekliğinden, borcunu ödemeyenlerin sayısındaki artışa kadar sürekli tartışma konusu olan kredi kartları konusunda HSBC Genel Müdürü Piraye Antika sert çıktı. Antika, kredi kartları sayesinde kayıtdışı ekonomiye büyük darbe vurulduğunu kaydetti. Antika, "Kartların sadece yüzde 2'si sorunlu" dedi ve ekledi: "Artık kayıtdışılığı engelliyor diye kartlara karşı lobi oluşturulduğunu düşünüyorum." Antika, kamu kesiminin kendisine çeki düzen verdiğini, bankacılık sektörünün de yeniden yapılanmasını başarılı bir şekilde tamamladığını belirterek, "Sıra reel kesime geldi. Tüm dikkatin artık reel sektöre yönelmesi gerekiyor" dedi. Bankacılık sisteminin bireysel kredilerde olduğu gibi ticari kredilerde de gelişim sağlaması gerektiğini belirten Antika, "Bankacılık sektörü olarak bizim tüm risklerimiz neredeyse yüzde 100 oranında ölçülebilir hale geldi. Ancak reel kesim için aynı fikirde olmak mümkün değil. Bizim sorunlarımızı çözdüğümüz gibi reel sektörün de yapısal eksikliklerini ortadan kaldırması gerekiyor ki söz konusu kesim daha rahat fonlanabilsin" şeklinde konuştu. Piraye Antika SABAH'ın sorularını yanıtladı:
Konut kredileri 2005 yılının en çok konuşulan konusu oldu. Bu önümüzdeki yıllarda da bu yönde sürecek gibi. Sektörde yaşanan rekabeti nasıl değerlendiriyorsunuz ? Bugün konut piyasasında olduğu gibi bankalar arasında da rekabet çok yoğun. Öyleki bitmemiş projelere dahi bankalar tarafından kredi sağlanıyor. Tabiki bu bir taahhüt finansmanı şeklinde gerçekleşiyor. Bunun yanlış olduğunu söylemiyorum. Ancak rekabetin seviyesi açısından fikir verdiğini düşünüyorum. Bu kredileri vermenin maliyeti bankadan bankaya değişir. Kimi müşteri ile banka arasındaki duygusal bağa paralel olarak çapraz satışlarla başka kazanımlar sağlar; kimi sadece krediden kâr eder. HSBC'de bu alandaki sorunsuz kredi oranı neredeyse sıfıra yakın. Burada da her bankanın riski kendi sermayesi ile sınırlıdır. Dolayısıyla bu rekabet ortamında her bankanın kendi risklerini iyi ölçtüğünü düşünüyorum.
2006 yılının gündemini oluşturacak en önemli gelişmelerden birinin mortgage olacağını düşünürsek, bu sisteme bakış açınız nedir? Bugün mortgageden çok da farklı bir iş yapmıyoruz aslında. 30 yıla kadar konut kredisi sağlanıyor. İpotekli konut finansmanı da yapılıyor. Burada değişken faizin getirilmesi gerekir. Ayrıca Mortgage'de önemli olan sistemin işlemesi için çıkarılacak senetlerin kime satılacağı. Burada bir vergi avantajı sağlanmıyor. Bununla beraber Türkiye'deki yatırımcı profinile bakarsak da uzun vadeli yatırıma sıcak bakılmıyor. Nitekim yabancı yatırımcıların da mortgage senetlerine ne kadar ilgi göstereceği belirsiz. Bu nedenle bu sistemin hemen gelişmesini beklememek lazım. Tıpkı bireysel emeklilik gibi zaman içinde gelişim gösterecek. Beklentinin yüksek tutulmaması gerekiyor.