Yeni zede yaratmamak için İmar kararı ikinci milat
Danıştay'ın İmar Bankası bono alan mağdurları için verdiği karar yeni zede yaratmanın kapısını kapattı. Bu kararla mahkemelerde hakkını arayan 12 bin 473 kişi yanında toplam sayıları 18.500 olan bono mağdurlarının alacakları ödenebilecek. Danıştay daha önce son bir ayda offshore hesaplardan bonoya geçen 3.625 kişiye ödeme yapılmasına karar vermişti. Geri kalanlara da ödeme yapılırsa literatürümüzde bonozede olmayacak. Çünkü İmar Bankası bonozedeleri, devlet iç borçlanma senetleri piyasasında sistem kurulmamasının son kurbanları. Yapılan hazırlıklar çerçevesinde yılbaşından itibaren devlet iç borçlanma senetlerinde merkezi saklama sistemine geçecek. Normalde Hazine tarafından çıkartılan devlet iç borçlanma senetleri fiziken basılmıyor. Elektronik ortamda Merkez Bankası'nda kayden tutuluyor. Ancak Merkez Bankası'nın kişilerle veya kurumlarla müşteri ilişkisi yok. Bankalar ise bono ve tahvilleri muşterilerine saklama makbuzu karşılığında satıyor. Müşteri ise gerçek bir varlık var mı yok mu, kontrolünü yapamıyor. İşte böyle bir ortamda battığı için kamu tarafından el konulan İmar Bankası'nın yetkisi bile yokken, Hazine bonosu satışı yaparak 1 milyar dolara yakın para topladığı ortaya çıkmıştı.
Hukuki boşluk Hükümet de İmar Bankası ödemeleri için kanun çıkarmıştı. Hatta ticari mevduat garanti kapsamında olmamasına karşılık ödenmişti. Kanun tasarısı bonozedelere ödeme yapılacağını öngörüyordu. Meclis Genel Kurulu'nda son anda bonozedelere ödeme yapan madde geri çekildi. Çünkü Banka'nın yetkisi olmadan yaptığı işlemler karşılığında ödeme yapılırsa, bunun hukuki sonuçları doğabileceğinden çekinilmişti. İşte Danıştay'ın kararı bu hukuki boşluğu doldurdu. Hükümetin çekincesini ortadan kaldırdı. Bunu yaparken de bankayı denetleyen kurum olarak BDDK'nın izinsiz bono satışını bilmesini, SPK'nın da bono satış reklamlarını görmemesini "hizmet kusuru" olarak niteledi. Ödemeyi de bu kurumların yapmasını istedi.
Çifte emniyet Danıştay'da 13. Daires uzmanlık dairesi olduğundan verilen kararın bir üst kurulda onaylanması bekenir. Ancak bunun garantisi yok. Son aşama da olumlu sonuçlandıktan sonra, hükümetin Danıştay kararına uyup uymayacağı önemli. Çeşitli kesimlere af çıkartan ve toplamla barışmaya özen gösteren bir iktidarın, seçimin yaklaştığı bir dönemde karara uyması beklenir. Ancak o aşamadan sonra bonozedelere belki taksitle ödeme yapılabilecek. Böylece bonoda zede yaratılmamış olacak. Çünkü yeni yılda Sermaye Piyasası Kanunu yenilenirken devlet iç borçlanma senetleri de Yatırımcıyı Koruma Fonu kapsamına alınacak. Herhangi bir risk ortaya çıktığında bu fon tarafından karşılanacak. Hem merkezi kayıtla hem de koruma fonuyla bonoda sistemsiz bir ortamdan çifte emniyetli bir ortama geçilecek. Sonuç olarak bankerzedelere, aracızedelere, yeşilsermayezedelere, bankazedelere, TMSF'zedelere bir de bonozedeler eklenmeyecek. Göltaş'ta el koymaya sadece yönetici hissedarın payıyla yetinilmesi yeni TMSF'zedeler yaratmanın önüne geçen bir uyglulamaydı. Şimdi buna yargı kararı ile bonozedelerin eklenmesi, ikinci milat özelliğini taşıyor.
Sonuç "Hak haktır, kimde olsa kendini gösterir" Goethe
|