| |
|
|
Acilde sıra olur mu?
Nöbetçi Şef kolumdan tutup kısa bir hastane turu yaptırıyor bana. Acil servisin ana girişinin her bir yanında 15-20 kişilik kuyruklar var. Kimi vezne, kimi müracaat, kimi polis odası önünde sıralanmış yurttaşlar, ellerinde sevk kağıtları, yeşil kartları, sağlık karneleri, dosyaları, röntgenleri, MR'larıyla bekleşiyorlar. Doktorlar acımtırak gülüşlerle soruyor: "Acil serviste sıra olur mu, kuyruk olur mu hiç?"
Bu sıcağa kar mı dayanır? * Ama burada oluyor. Sebebi gayet açık. Telefonla randevu alma sistemi işine gelmiyor pek çok yurttaşımızın. Geceyi bekleyip, "aciiil" diyerek koşturuyorlar hastaneye. Geri çevrilemeyeceklerini biliyorlar. Gerçek acil vaka olanlara büyük haksızlık. Bu yoğunluğa ne yatak, ne sedye, ne doktor, ne ameliyathane yetmez ki...
Akın var, akın * Bakırköy Devlet, bir eğitim araştırma hastanesi olmanın yanı sıra "bölge hastanesi" gibi çalışıyor. Adını aldığı Bakırköy, zaten Türkiye'nin en kalabalık 3-4 ilçesinden biri. İlaveten Merter, Zeytinburnu, Bahçelievler, Bağcılar, Şirinevler, Avcılar, Ambarlı, Cennet Mahallesi, Güngören, Esenler gibi bölgelerden de müthiş bir akın var bu hastaneye.
İl Sağlık Müdürü * İl Sağlık Müdürümüz mutlaka gelip, yakın plan bakmalı buraya. Muhtemelen kendisinin de bildiği gibi fiziki şartlar çok zorluyor. Bu kadar müracaatı kaldırmıyor hastane. Tam karşıya yapılan yeni bina 20 yataklı oluyormuş. O da yetmez ki. Sağlık Bakanımıza rica ediyorum. Lütfen bir şeyler yapın sayın Akdağ.
Melek ve şeytan * Doktorlar ve personelin can güvenliği sıfır. Birkaç polis, 3-5 güvenlikçiyle çözülecek sorun değil bu. Kapıdan her giren maraza çıkarmaya hazır giriyor. Bakım yapıldığı, işler iyi gittiği sürece doktorlar hemşireler melek. Sarpa sarınca onları şeytan gibi (tabir doktorlara ait) görüyor bazıları.
|