|
|
|
|
Diyabet bebek gibi özen ister
Diyabet olduğumu öğrendiğim gün, çok büyük bir tepki gösterdim. Akşam bir oyunum vardı. Doktorum haplarla tedavi olmayacağımı ve insüline başlanacağını söyledi. İnanılmaz tepki gösterdim. Masaları yumrukladım. Belki kendimin bile beklemediği tepkiler verdim. Ciddi anlamda büyük bir depresyon geçirdim. 'Kesinlikle insülin yapmam' dedim. Bu konuyla ilgili psikolojik yardım aldım. Bundan sonra dünyaya bakışım değişti. Benim için bir dönüm noktası oldu.
KIRMIZI IŞIKTA BAKLAMI YERİM Diyabet tedavisinde kişinin yaşamı çok önemli. Ben evinde oturan ve öğünü evde yiyen biri değilim. Bu yüzden yemeğimi yanıma alıp çıkmak zorundayım. Örneğin kırmızı ışıkta durduğumda dahi yoğurtlu baklamı yiyebiliyorum. Artık çevremdekiler buna alıştı. Küçük kutularım var sabah evden çıkarken onlara bütün yiyeceklerimi hazırlıyorum. Gün içinde 4-5 kere şeker ölçümü yaparım. Diyabetimi çok seviyorum çünkü bana dünyaya farklı bir gözle bakmayı öğretti. Yaşamı daha çok sevdirdi. Örneğin eskiden de kendime özen gösterirdim ama şimdi daha çok gösteriyorum. Eskiden yürüyüşümü bazen erteleyebiliyordum, şimdi muntazam yapıyorum. Diyabetli insanların yapması gereken en önemli şey hayata sıkı sıkı sarılmak. Eskiden iğnemi gizli gizli yapıyordum. Şimdi etrafımdakiler de alıştı. Kalabalık ortamlarda hiç çekinmeden iğnemi yapıyorum ve bunun bir çeşit eğitim olduğunu düşünüyorum. Diyabet bebek gibi özen ister. Ben de ona gereken özeni gösteriyorum.
|
|
|
|
|
|
|
|
|