|
|
Anımsamak değil bilmek önemli
Sevgili Uğur Gürses, Radikal Gazetesindeki çarşamba günkü yazısında, 2000'lerde kriz olamasaydı şimdi nerelerde olurduk konusundaki yaptığım değerlendirmelerime, iki konuda eleştiri getiriyor. Birinci eleştiri, 2000 programı içinde "yaklaşık 20 milyar dolarlık görev zararının kamu borç stoku içinde olmadığı" ve "fona devredilen bankalar için yapılan 35 milyar dolarlık ilavelerin de" şimdi kayıtlara girdiği ve dolayısıyla benim verdiğim rakamların gerçeği yansıtmadığı noktasında toplanıyor. Hemen belirteyim ki, kamu bankalarının görev zararları olarak 20 milyar dolar 2000 yılı programına dahil edilmişti. Bunun da katkısıyla, 1998 yıl sonunda % 44,6 olan kamu borcu/milli gelir oranı % 13,4 puan artışla % 58'e çıkıyordu. Ayrıca, Fon'a alınacak 5 banka için hesaplanan 6 milyar dolarlık yük kamu borcuna dahil edilmiş ve 2000 yılı sonunda kamu borcunun milli gelire oranı % 60,4 şeklinde Stand-by anlaşmasının eklerinde yer alan tablolarda gösterilmişti. Kriz sonrası eklendiği belirtilen 35 milyar dolarlık bankalar zararı ise, zaten yazımın konusu dışında bir gelişmeydi. Krizler olmasaydı, İmar olayı hariç, bir çok banka Fon kapsamına alınmayacaktı. Bu zararlar da oluşmayacaktı. Sayın Gürses'in değindiği ikinci nokta, döviz kuru politikasına ilişkin. "2000 yılı programı devam edebilseydi, bantlı sistem belirli bir zaman sonra kaldırılıp tam dalgalı kur uygulaması başlayacaktı. Bu nedenle yönlendirme zaten olmayacaktı" diyor. Ancak iş o kadar basit değildi. Bantlı sisteme geçildiğinde "alt ile üst bandın ortasında ve beklenen yıllık enflasyonu gösterecek çizgi çerçevesinde" döviz kuru yönlendirilecekti. Dolayısıyla sistem "tam" değil, "yönlendirilen" dalgalı kur rejimi şeklinde olacaktı. Bantlar kalkınca da, aynı politika enflasyon hedeflemesi çerçevesinde devam edecekti. Bu yönlendirmenin nasıl yapılacağı ile ilgili, bir çok merkez bankası başkanı ile görüşmelerim oldu. Bu görüş alışverişlerine TCMB'nin içinden ve dışından katılanların konuyu hatırlayacaklarından eminim. Hafıza-i beşer yani insan hafızasından daha önemli olan bilgidir, yazılı dokümanlardır. Benim yazdıklarım da bunlara dayanır.
|