Dünyada faizler artarken Türkiye'de düşüş sürer mi?
Avrupa Merkez Bankası (ECB) beş yıl aradan sonra faizleri çeyrek puan artırarak yüzde 2.25 puana çıkardı. ABD Merkez Bankası'nın faizleri artırması Avrupa Merkez Bankası'nı tetiklemiş olabilir. Çünkü Avrupa'da büyüme çok düşükken ABD'de de faizler düşüktü. Durumu idare ediyorlardı. Gelinen aşamada Avrupa'da büyüme biraz canlandı. ABD'de daha 1.5 yıl önce yüzde 1 düzeyinde olan faizler de Avrupa'nın yarısı kadardı. Şimdi ise ABD'nin faizleri yüzde 4'e yükseldi ve Avrupa'nın iki katına çıktı. Böyle bir farkın oluşması Avrupa Merkez Bankası'nın faiz artışına sürükleyen nedenlerden biri.
Şükrü Binay'ın yorumu Bir başka nedeni ise dün CNBC-e'nin YTL'ye geçiş konusunda sorularını yanıtlarken TC Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Şükrü Binay ortaya koydu. Kamu açıklarının AB ülkelerinde artmaya başladığına dikkat çeken Şükrü Binay, Avrupa Merkez Bankası'nın faiz artırımıyla Avrupa siyasetçilerini yapısal önlemleri almaya ittiğine dikkat çekti.
Artışın devamı gelir mi? Avrupa Merkez Bankası'nın bu faiz artırımı, ABD Merkez Bankası'nın artırımı gibi, zincirleme olur mu? Yani Avrupa'da faiz artırımlarının devamı gelir mi? ECB'nin tavrının FED ile aynı olmadığı, faiz artırım veya faiz indirimden sonra durulabildiği belirtiliyor. Bu tavır Avrupa ülkelerinin büyüme sıkıntılarıyla birleşince faiz artırımlarının devamı gelmeyebilir, denilebilir. Ancak ABD'nin faiz artırımları sürerse ve Şükrü Binay'ın dediği gibi, ECB Arupalı siyasetçileri yapısal önlemler almaya itmek istiyorsa, bu dönem sadece bir artırımla geçiştirilemeyebilir.
Türkiye'ye etkisi ABD'den sonra Avrupa Merkez Bankası'nın faizlerde artırıma gitmesi, küresel bazda faizlerde yükseliş trendinin başladığına dair güçlü bir sinyal. Türkiye ise yüksek cari açık veren ve küresel sermayenin girişi ile ekonominin çarklarını çeviren bir ülke. Dolayısıyla dışarıdan sermaye girişinin zayıflamasından, tersine dönmesinden etkilenebilir.
Küresel faiz artışı etkisi Dünyada faizler artarken Türkiye faiz düşürmeye devam edebilir mi? Bu enflasyonun ne ölçüde düşeceğine de bağlı. Bugün açıklanacak kasım ayı verileri belki de yıllık bazda enflasyonun biraz daha düştüğünü gösterebilir. Buradan ve piyasanın da istemesi ve sürüklemesiyle Merkez Bankası belki bir çeyreklik daha faiz düşüşü yapabilir. Ama devamını getirmesi çok zor. Çünkü aralık ayından itibaren nisan ayına kadar büyük ihtimalle enflasyon yatay gidecek veya hafif yükselebilecek. Çünkü geçen yılın ve bu yılın aynı aylarının enflasyonları çok düşük. O oranları yeniden yakalamak bir hayli güç olacak ve bu durumda yıllık enflasyon yaklaşık dört ay yatay dalgalı veya hafif yükseliş eğilimde dalgalı bir seyir izleyebilir.
Erken seçim etkisi Enflasyonu düşürmenin önündeki ikinci zorluk ise iç siyasi gelişmelerden kaynaklanabilir. Bu da gelecek yıl Türkiye'de bir erken seçim olup olmayacağıyla ilgili. Eğer seçim olacaksa, ki bunun işaretleri yeni yılın ilk aylarında alınabilir, faizleri düşürmenin önünde ikinci büyük engel oluşturabilir. Hemen her seçim öncesinde faiz oranları hem bekleyişlerdeki değişmeden hem de kamunun harcamalarından dolayı artabiliyor. Eğer genel seçimler normal zamanı olan 2007 yerine 2006 yılına çekilecekse, bu durumda Merkez Bankası faiz indirimini ne kadar sürdürürse, seçim öncesinde o oranda artırmak durumunda da kalabilir. Bu açıdan da bakınca Merkez Bankası'nın faizleri düşürmesi zora giriyor.