kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Otomobil
    Detaylı Arama
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Pazar Sabah
    İşte İnsan
    Sinema
    20. YILA ÖZEL
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Umur Talu @ SABAH
Tel:
0537 660 71 21
Fax:
0212 280 05 51
 

İtibar ve intihar

Bir konuyla ve mağduriyetlerle bunalmış geniş bir kitleyle bağ oluşturduğunuzda kolay kolay çıkamıyorsunuz. Kimileri hep der ya, "Askerin, polisin de insan hakları yok mu" diye...
Şehit askerin, gazinin, yakınlarının, "terör kurbanları"nın da insan hakları, haklı olarak işaret edilir.
Fakat bunu diyenlerden bazıları, "insan hakları"nı biraz geniş kavrayıp anlatmanızdan hoşlanmazlar.
Mesela, "Orduda dayak", Giresun'da, Samsun'da, Trabzon'da dayak ne kadar ciddiyse, ne kadar insan hakkı ihlaliyse, o kadar insan haklarına aykırıdır.
Değilse, birileri lütfen çıkıp açık açık savunsun!
Savunamıyorlarsa, ayıptır, günahtır, yazıktır, askerin insan haklarına aykırıdır.
Anneler, babalar çocuklarını belki "şehit olsun" yahut "olabilir" diye de askere gönderir ama, "dayak yesin" diye değil.
Bu mesele, mesela; "askerin insan hakları" olarak pek konuşulmaz.
Dayak yen içinde kalır!


Yine "askerin insan hakları" arasındaki bir mesele, "az-subay" astsubaylar ile "maaşlı erat" sayılan "uzmanlar"ın ağırlıkla hissettiği geçim ve borç krizidir.
Elbette, genci ve kıdemlisiyle bunu hisseden çok subay da vardır; lakin "alttakiler", her alttakilerde olduğu gibi, kırılmaktadır.
İstatistik olarak, bildiğim kadarıyla, yansıyabildiği ölçüde, en azından...
Hemen hemen bir aylık sürede, "alttakiler"den üç kişi intihar etti.
Birini, geçen gün Sabah'ta "kredi kartı borcunu ödeyemeyen, biri 10 aylık iki çocuk babası uzman çavuş Ramazan Koçyiğit" olarak okudunuz. Maaşı muhtemelen 800-900 yeni liraydı, yaşamaya ne kadar kaldığı söylenmiyordu ve dendiğine göre arkadaşının kartına borcu da 1500 YTL.
Bir başkası, daha büyük facia, daha küçük haberdi:
Ekim sonunda, Akhisar'da karısını ve minik kızını öldürerek intihar eden 35 yaşındaki hava astsubay Kadir Şuayip Yüce, söylenene göre çok daha büyük, "milyarlarca liralık" kredi kartı borcunu ödeyememişti.
Beni arayıp aktaran bir astsubay arkadaşına göre, 17 Kasım'da Malatya'da "intihar eden" Başçavuş Ziya Hamdi Tiryaki haber bile olmamıştı. Arkadaşının iddiasına göre, borcu 20 milyarı bulmuştu, çocuğu henüz 5 aylıktı ve bir hesaba göre de o güne kadar maaşından OYAK'a kesilmiş "mecburi tasarruflar"ı aslında borcundan fazlaydı.
Halen görevde olan o astsubay diyordu ki: "Bazen ölümüz, dirimizden daha değerli."
Kastettiği, ölüm ve reddi miras ile eşin ve çocukların borçtan kurtarılması veya alınacak tazminatın onların hayatına destek olarak düşünülmesiydi.
Ölümler bir yana, bu "hissiyat" yeterince vahim ve iç kanatıcı değil miydi?


İstanbul'da görevli bir uzman erbaş, 850 YTL maaş ve 300 YTL kirayla bile borçlanmaya korkuyordu.
Çünkü, "Aşırı borçlanma" gerekçesiyle sözleşmesi feshedilebilir, ordudan atılıp o maaştan da olabilirdi.
Atılma ya da ceza sebebi olarak "aşırı borçlanma" gerekçesi, belki askerlik mantığına uygun, hatta iş ahlakına da münasip ama hayat şartları, geçim sıkıntısı ve "yargısız" cezaları ile "insan hakları"na aykırıydı.
"Aşırı borçlanma cezası" eskiden çok daha katı iken 2001 krizi sallayınca 2003'te azıcık yumuşatılmıştı ama hala uzmanlarda işe son, astsubaylarda ise hapis veya ordudan ayırma gerekçesi olarak yakıcıydı.
Elbette israf, aşırı tüketim, safahat vesaire ile borca batan olabilirdi; ama sefaletten de olabilirdi. Çoğunun, bir "üst" dudaktan çıkan, 7-14-21 gün oda hapsi "suçu", paralarını toplayan OYAK da dahil, bankalardan gelen uyarı yazıları, icra takipleri, yani "borçla geçinmeye çalışmak"tı.
Geçinemedikleri, bunaldıkları, çocuklarını aç bırakmak istemedikleri için borçlanmak ve böylece "TSK'nın itibarını zedelemek"ti. Bazıları, bu korku, utanç ve itibar baskısıyla intiharı seçmişti!
Not: Bir küresel vicdan ve insan hakları meselesi. Avustralya vatandaşı Vietnamlı bir gencin, beyazları kayıran Singapur'da idam edilmemesi için uğraşanlar arasındaki Türkler uyardı: Bilgi ve destek imzası için stophanging.com web sitesi.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 İç hizmet ve dış merak   / 01-12-2005
 Vatan borcu kart borcu!   / 30-11-2005
 Bir öğretmen öldü (Bir okura ağıt)   / 29-11-2005
 Nazik konu, nazik üslup!   / 28-11-2005
 Soyut sanat somut hayat   / 27-11-2005
 Tıbbın şiddeti   / 25-11-2005
 Picasso'nun sergisi Hakkâri'nin vergisi   / 24-11-2005
 Gri bir alanda   / 23-11-2005
 Sizin hiç...   / 22-11-2005
 Bunlar da oluyormuş!   / 21-11-2005
YILMAZ ÖZDİL
1 Türk dünyaya bedel... Ölürsen adam başı 3 lira
"Biz...
ÖMER LÜTFİ METE
Susurluk Don Kişot'luğu
Şemdinli vakası üstüne ancak...
UMUR TALU
İtibar ve intihar
Bir konuyla ve mağduriyetlerle...
FATİH ALTAYLI
CHP Genel Başkanlığı'na adayım var
CHP, muhalefette kan...
ERDAL ŞAFAK
Kışlada şiddet
Silahlı Kuvvetler'i şeffaflaştırmak ve AB...
Bush: Irak'ta zafer kazanacağız... Ama kimse inanmadı
Bush Irak politikasını açıkladı ama bu halkı iknaya yetmedi. ABD'nin...
CIA uçakları İngiliz hava sahasına girdi
CIA uçuşları bu sefer de İngiltere'de gündeme oturdu. Guardian ülkeye...
Bahtı Kara Kartal
Bahtı Kara Kartal
Beşiktaş, sezonun en iyi futbolunu Zenit'e karşı oynadı. Çok...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu