|
|
|
|
|
|
Herkes kendine baksın, ben işimi yapıyorum
Ünlü sanatçı Hülya Avşar'ın kardeşi Helin Avşar modacı kimliğini eleştirenlere "Herkes kendine baksın, ben işimi iyi yaptığımı biliyorum, kimseye de hesap vermeyeceğim" diyor.
Hülya Avşar'ın tasarımcılığa soyunan kız kardeşi Helin Avşar, 'abladan torpilli, sosyete kadını ve sözde yurtdışında okumuş' gibi yakıştırmalar yapanlara inat moda alanındaki yoluna Ankara'da devam ediyor. "Tasarımcı kimliğimle ne yapıyormuşum? Hırsızlık mı? Herkes kendine baksın, ben işimi yapıyorum, kimseye de hesap vermeyeceğim" diyen Avşar, kendisine 'sosyetik kadın' etiketi yapıştırılmasından da rahatsız olduğunu ifade ediyor. Emir Sarıgül'le ilişki yaşadığı yönündeki iddiaları yalanlayan Avşar; hayatında kimsenin tanımadığı birinin olduğunu ve onunla evlenmek istediğini söylüyor.
* Hiçbir zaman çok kültürlü olduğumu söylemedim ama bir sürü vasfım var. Bunları benim söylemem doğru değil, insanlar beni çözsün istiyorum. Çevremde değer verdiğim insanlar beni doğru tanıdıktan sonra, 60 milyonun yanlış tanıması pek de umrumda değil. İlk başlarda çok üzüldüm, psikologlara gittim. Ama çok iyi şeyler de yapsam bu tanımı değiştiremeyeceğimi biliyorum. Çünkü insanlar kötü kalpli ve kötü niyetli...
HÜLYA AVŞAR OLAMAM * Şu anda sosyete diye tanınan insanların hiçbiri sosyete değil. Bunlar burjuva; Gucci giyen, eline Fendi çanta alan sosyete oluyor. Sonradan 2-3 tane otel alıp, biraz yatırım yapan herkes de sosyete. Kadınlar Nişantaşı'na geldiklerinde fotoğraflarının çekileceğini bildikleri için kuaföre gidip sokağa öyle çıkıyorlar. İş adamı rolüne bürünen bir sürü çocuk var sürekli gördüğüm. Solaryuma gidiyor, sonra elinde içi boş Bond çantasıyla bir kafeye kurulup etrafı süzüyor ve süzülüyor. Sonra da "Helin'de b.. yok" diyorlar... Benim için sosyete dedikleri zaman deliriyorum.
* Annemin, benim ablam kadar başarılı olmayacağıma inanması çok doğru. Bir aileden bir tane süper yetenek çıkar. Benim yeteneğim olabilir ama bu saatten sonra ben Hülya Avşar olamam.
* İtalya'da eğitim almaya gittiğim komple yalan. Ben 6 yıl İsviçre'de kaldım, işletme okudum. Moda ile ilgili İstanbul'da LCC'ye gittim. İlk dönem gittim, temel şeyleri öğrendim.
* Çocukluğumdan beri ablamı ben giydirdim. Moda konusunda 4 yıllık bir eğitim almadım. Bu bana yeterli. İşimi kurmadan önce 2 yıl Unkapanı ve Kapalıçarşı'da süründüm, piyasayı öğrendim. Kimse bunları bilmez, bilse de yazmaz. İstanbul'da güzel bir ekip kurdum. Ben daha çok fikir veren tasarlayan konumundayım. Şimdi Ankara'da birkaç yere mal veriyorum ve piyasa araştırması yapıyorum. Yakında Ankara'da daha sonra da İzmir'de şubeler açacağız.
HİÇBİR SORUN YAŞAMIYORUZ * Bütün malzemelerimi, kumaşlarımı Türkiye'den alıyorum. Bazı modacılarımız ise hem yurtdışına gidip hem de hep aynı kumaşlar, aynı modellerle geri dönüyorlar. İngitere ve Paris'e gittiğimde küçücük dükkanları olan bir sürü genç tasarımcının mağazalarını geziyorum. Vitrinlerin fotoğraflarını çekiyorum. Ama aynı kalıbı çıkartıp da burada aynısını yapmıyorum. Bu kendime saygısızlık olur.
* Herkes sanıyor ki ablam bana kardeşiyim diye tolerans gösteriyor... Aksine benim daha çok üstüme düşüyor. O bir star, ilk başlarda ona bir şeyler hazırlarken gerçekten tedirgin oluyordum. Artık ablam da ekibimi daha iyi tanıdı. Hiçbir sorun yaşamıyoruz.
* Tabii ki ablam beni Ankara'ya göndermedi. Benim ailem bana bu şekilde karışmaz, sadece uyarır. Benim ablam "Yok seni eve kilitleyeceğim, yok şunları yapamazsın" gibi saçma laflar etmez. Ben yeni bir başlangıç ve biraz huzur için buradayım.
* 13 yaşında ilk okuduğum kitaplardan biri 'Eroin'di. Uyuşturucudan uzak durmamda babamın da etkisi büyük. Sonuçlarını anlattı, "Sen bilirsin" dedi. Hiçbir zaman denemedim. (Cosmopolitan/Ekim)
|
|
|
|
|
|
|
|
|