  |
|
Erdoğan'a ulema soruları
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Allah ile kul arasında hiçbir otoriteye yer bulunmadığını belirterek, ''Erdoğan, sen ne arıyorsun orada, çekil aradan. Siyasetçi siyasetçiliğini yapacak, Allah'ın işine karışmayacak. Sen siyasetçi olarak işini doğru dürüst yapamıyorsun'' dedi.
Baykal, partisinin 31. Olağan Kurultayı'nda yaptığı konuşmada, iktidarın, Türkiye Cumhuriyeti'nin laik, demokratik ilkelerini içine sindiremediğini savundu. Baykal, iktidarın, fırsat bulduğu her an, anayasal düzeni saptırmaya hazır noktada durduğunu ileri sürdü.
Başbakanlık
Müsteşarı'nın, ''Cumhuriyet'in artık bir değeri kalmadığını'' ifade ettiğini, buna rağmen hala görevde bulunduğunu kaydeden Baykal, devlet düzeninin dini temeller etrafında şekillenmesiiçin sistemli çabaların sürdüğünü iddia etti.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın, öğrenci ve öğretmenlerin sorunlarıyla ilgilenmediğini savunan Baykal, imam-hatipler, YÖK ve türban etrafındasiyaset yapıldığını söyledi. Baykal, iktidarın, iş başına gelir gelmez, ''darbe'' yapar gibi Talim ve Terbiye Kurulu'nun kadrosunu değiştirdiğini öne sürdü.
Baykal, yaşananların altında, sadece iktidarı kullanmak yatmadığını, Cumhuriyet anlayışına karşı, ideolojik arayışta mevzilenme çabalarının bulunduğunu savundu.
'HIRİSTAYANLIK BUNU ÇÖZDÜ'
AİHM'in türbanla ilgili kararını da değerlendiren Baykal, Türkiye'yi yönetenlerin, AİHM'in Türkiye'yi mahkum etmemesine üzüldüğünü ifade etti. Başbakan ve Dışişleri Bakanı'nın bu karara çok kızdığını belirten Baykal, ''O güleryüzlü, tatlı dilli, ağzından bal akan Dışişleri Bakanı, bir celallendi, kızdı, parmağını kaldırarak, Avrupa'ya meydan okudu. Sen, Türk askerinin başına çuval geçirirken, bu şiddeti nerede saklıyordun?'' diye sordu. Baykal, Başbakan'ın, ''AİHM'in bu kararı doğru değildir. Din ulemasına sormalıydı'' dediğini kaydederek, bu durumun, Başbakan'ın kafasının karışıklığını ortaya koyduğunu, görevini, bulunduğu yeri bilmediğini, esip, savurduğunu ileri sürdü. Deniz Baykal, ''Boşanma davalarında, miras paylaşımında, hırsızlıkyapıldığında da din ulemasına mı sorulacak? Bu yolun sonu var mı?'' diye sordu. Hıristiyanlığın bu konuyu daha önceden çözdüğünü, ''papanın hakkı papaya, devletin hakkı devlete'' diyerek, huzura kavuştuğunu dile getiren Baykal, ''Çocuk aldırmak var mı yok mu? Bunu papaya mı soracaklar. Onlar bunları aştılar'' dedi.
TALİBAN MÜSLÜMANLIĞI
Türkiye'nin de 80 yıl önce aşmaya başladığını kaydeden Baykal, dinin, başlarının üzerinde, mukaddes bir kavram olduğunu belirtti. Baykal, dinin kalkmadığını, kalkmayacağını belirterek, şöyle konuştu:''Kılık kıyafet ne olacak? O ayrı, bu ayrı. O ayırımı yaptıkça, din güçleniyor. İçine çekersen, Taliban'a dönüyorsun. Taliban da Müslüman olduğunu söylüyor. Taliban Müslümanlığı mı istiyorsun? Oraya doğru mu yöneleceğiz? İran'daki Şii ulemaya mı, Taliban'a, Vahabiler'emi soracağız? Din deyince, kafamıza İran mı gelecek? Türkiye'de kime soracağız? Başbakan'a mı Beyaz Hoca'ya mı, Diyanet İşleri Başkanı'na mı? İslamiyet'te ulema diye bir sınıf var mı? Biz de Allah ile kul arasına hiçbir otoriteye yer yoktur. Aracıya gerek yoktur. Tayyip Erdoğan, sen ne arıyorsun orada, çekil aradan, çık. Siyasetçi siyasetçiliğini yapacak, Allah'ın işine karışmayacak. Sen siyasetçi olarak, işini doğru dürüst yapamıyorsun. Yolsuzluklar ortada, verdiğinsözleri tutamadın. Önce kendi hesabını ver, Allah'ın karşısına vicdan huzuruyla çık bakalım, göz yumduğun yolsuzlukların hesabını ver.''
|