| |
|
|
Okan'ı dövdü, Murat'a dövüldü
Ayşe Arman'ın Deniz Akkaya ile yaptığı röportajdan öğreniyoruz ki, Deniz Akkaya sevgililerinden dayak yermiş. Bir başka örneği de ben duymuştum. Manken Tuğba Özay, Kürşat Yılmaz'la ilişkisi sırasında sevgilisi tarafından sık sık"cezalandırılırmış." Bir keresinde Özay'a kızan Yılmaz, Tuğba Özay'ı havuza sokmuş ve 6 saat havuzda bekletmiş. Aile içi şiddete hayır. Daha doğrusu şiddete "hayır" ama bu örnekler aile içi şiddeti azaltmaz artırır. "Onlar bile dayak yiyorsa" bir düşünce tarzıdır. Bir başka düşünce tarzı ise "Kim bilir ne yapmıştır?.." Ekonomik özgürlüğü olmayan sıradan kadın "Deniz Akkaya bile buna katlanıyorsa ben ne yapayım. Nereye gideyim" diye düşünür. Oysa böyle bir düşünce olamaz. Dün Şengül Balıksırtı Deniz Akkaya'yı dövdüğü iddia edilen sevgiliyle konuştu. Adam "Dövmedim. Sabaha karşı üçte alkollü geldi dışarı attım" diyor. Ayşe Arman usta bir röportajcı ama Deniz Akkaya'ya sormuyor "Neden bu adamları terk etmiyorsunuz" diye. Kilit aslında "alınmayan" yanıtta saklı olabilir. Hangi gerekçe ile şiddete katlanıyor? Şiddeti mazur gösterecek hiçbir şey olamaz. Şiddet mi var. Çeker gidersin. Vahim bir hata mı yaptı, şiddet uygulamazsın ayrılırsın. Ama dediğim gibi, Deniz Akkaya örneğinden yola çıkarak aile içinde şiddeti tartışamayız. Öyle ya, bugün kendisine uygulanan şiddetten yakınan ama popülerliğine, iş güç sahibi olmasına rağmen ilişkilerini sürdüren Deniz Akkaya, Okan Bayülgen'i Akmerkez'in orta yerinde döven Deniz Akkaya değil miydi!
|