Katar bize ne katar?
Maçı Katarlılar da dev ekrandan seyretti ve futbolcuların emeklilikte hiç şansları kalmadı. Çarşamba akşamı için Başbakan'ın da umudu yok gibi...
Katar ve Bahreyn gibi yatırım açlığı içindeki ülkelerden Türkiye'ye pay almak için Körfez ülkelerine gelen Başbakan Erdoğan'ın gezisi Türkiye'deki gelişmelerin gölgesi altında geçiyor. Önceki gün türban ve Şemdinli olayları ile ilgili önemli açıklamalarda bulunan Erdoğan dün de Van'daki intihar olayıyla ilgili gelişmeleri Katar'dan izledi. Adalet Bakanı Cemil Çiçek ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ile sürekli telefon görüşmeleri yapan Başbakan olayın açıklığa kavuşması için gerekli her şeyin yapılacağını ve tahkikatın sürdürüldüğünü söyledi. Başbakan, dün gece Katar'dan gezisinin ikinci durağı olan Bahreyn'e geçti. Erdoğan'ın Katar'daki hedefi 4 yılda 90 milyar dolar yatırım planı olan bu ülkeden Türk işadamlarına pay alabilmekti. Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı Katar'a geldikten sonra Türkiye Cumhuriyeti'nin gazetecileri de Katar'ın yeryüzünde işgal ettiği yeri ve boyutu öğrendiler. Gelmeden de bilebilirlerdi belki ama, bilip de ne yapacaklardı ki? İlk bilgi Katar'da yaşayan Katarlılar'ın sayısıyla ilgiliydi. Çarşamba akşamı Şükrü Saracoğlu Stadı'nı kaç Türk'ün doldurması bekleniyor: Elli bin mi? İyi... Bu bini dörtle çarpın. 200 bin mi eder? Tamam işte.. Bu, Katar'ın Katarlı nüfusu... Evet, hepsi hepsi bu kadar işte... Bu Katar işte... Geri kalan 550 bin kişi ülkede çalışan yabancılar... Yani 200 bin Katarlı, 550 bin katarsızı çalıştırıyor. Milli gelirden kişi başına düşen 36 bin Dolar'ın bir bölümünü onlara veriyor. Ortalıkta Katarlılar'dan daha çok görünen Pakistanlı, Hindistanlı, Bangladeşli, Filipinli, Sri Lankalı ve Nepalliler'in durumuna bakarsanız, çok da fazlasını paylaşmıyorlar bu 36 bin Dolar'ın... Ancak ortalıkta pek fazla görünmeyen sınırlı sayıda "yabancı"ya bakarsanız da, Katarlılar'ın milli gelirlerinden kat kat fazlası önlerine seriliyor o "yabancı"ların... Evet, ortalıkta pek fazla görünmeseler de biz birini yakaladık işte: Başbakan'la birlikte kaldığımız Ritz Carlton Oteli'nin lobisinde hem de.. Hınzır Frank De Boer karşımıza çıkmaz mı? Neden mi hınzır? Ona Galatasaray'dan, karşılığında hiçbir şey vermeden aldıklarının hesabını soracaktık, lakin vaktimiz yoktu, kurtuldu. Ama yalnız o mu? Gabriel Batistuta, Marcel Desailly, Stefan Effenberg, kardeşi Ronald De Boer, Claudio Canniggia, Christoph Duggary, vs... Kutsal Bilgi Kaynağı'mız Ekşi Sözlük Katar'ı şöyle tarif eder: "34-35 yaşına gelmiş efsane futbolcuların yatarak, çoğu futbolcunun hayalinde bile göremeyecekleri paralar kazandıkları küçük ülke..." Önceki akşam, Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı'nı ve her meşrepten gazetecilerini; ayrıca bakanlarını, milletvekillerini, iş adamlarını resimde görüldüğü gibi "mutsuz" eden futbolcularımızın böyle bir şansı olabilir mi? Üzgünüm: Maçı Katarlılar da, Ritz Carlton'ın Balo Salonu'na kurulan dev ekrandan seyrettiler ve futbolcularımızın emeklilikte hiç bir şansları kalmadı. Üzgünüm... Frank De Boer daha bir süre buranın milli gelirinden pay almayı sürdürür. Biz ne yaparız çarşamba akşamı? Söylemedi ama Başbakan'ın da umudu yok gibi... Zaten Katar ve Bayreyn'den sonra pazartesi gecesi Danimarka'ya geçilecek. (Kopenhag'ta belki mazi hatırlanır, kimbilir?) Salı gecesi ver elini Antalya. Oradan Ankara... Maça gelmesi zor görünüyor. Sonuçta bizim de Almanya'ya gitmemiz zor görünüyor. Tabii Allah'tan ümit kesilmez. Artık işimiz duaya kaldı.
Dua... Burada, alışveriş merkezlerinde çokca dua ediliyor. Serdar Turgut, Ahmet Hakan ve Mustafa Ünal'la birlikte, Akmerkez'den biraz daha hallice Doha City Center'de dolaşırken kulağımıza hep Kuran sesleri çalındı. Belli ki buradaki esnafın işi de Allah'a kalmış, çünkü lüks mağazalar bomboş... Ortalıkta in cin top atıyor. O meşhur Amerikan Kahvehanesi'nin "City Center" şubesine oturduk, arkamızdaki masa Amerikalı kadınların gürültülü sohbetiyle çınlıyordu. Kimsenin kılığına karışılmıyor. İsteyen kadının başı açık... Ama ayak bileklerine kadar kara çarşaflı kadınlar çoğunlukta... Erkekler de aynı giysinin beyazıyla dolaşıyor. Büyük çoğunluk Vahabi mezhebinden Şiiler yüzde 10... Yabancılar istediği gibi yaşayıp,istediği gibi giyinip dolaşıyor. Yabancılara -otellerde filan- içki serbest... Fakat sigara yasak! Evet, öyle... Ahmet Hakan'a alışveriş merkezinde sigara içemeyeceğini söylediler Yalnızca Katarlılar içebilirmiş! Böyle... (Bu arada, bilmek isteyene not: Ahmet yasağı deldi!) Başbakan gezi sırasında önemli mesajlar veriyor. Hemen söyleyelim. Türban konusunda tabanının isteklerini gözardı etmiyor, ama toplumun genelini de germek istemiyor. Bir soru üzerine söylediği "Türbanı Meclis'e getirebiliriz" sözünün şartlı olduğunu da kaydediyor. "Toplumsal ve kurumlararası mutabakat sağlanırsa", diye mutlaka ekliyor. Yoksa bu konuda bir inatlaşma yok. Yani türban önümüzdeki dönemde siyasi ve toplumsal gerginlik konusu olmayacak. Bu iyi... Zaten Türkiye'nin "dünya" kadar sorunu var. En başta işsizlik... Bu "dünya"larda katar katararanan da onun çaresi...
|