|
|
|
|
|
|
Spreye güvendi
Kalaycı'nın acılı eşi SABAH'a konuştu: Saldırıya uğramıştı. Koruma istemedi. Yanında gözyaşartıcı sprey taşıyordu.
Cinayete kurban giden Prof. Kalaycı'nın eşi Nurlan, "Kar maskeli, çekiçli birinin saldırısına uğramıştı. Koruma almasını önerdim. Dinlemedi. Sprey ile korunacağını düşündü... Katil gelip karşıma çıksın. Böyle bir insana neden kıydığını anlatsın" dedi...
HASTAYA ÇORBA TAŞIRDI Nurlan Hanım, şöyle devam etti: "Oğlum arayıp, 'Babamı öldürmüşler' dedi... Gerisini duymadım. Eşim çorba kaynattırıp, hastasına götürürdü... İfade verdiğim polis, 'Eşinizi anlatmayın. Kendisi babamı da ameliyat etmişti' diyerek gözyaşı döktü..."
BAŞBAKAN SÖZ VERDİ Eşini anlatırken metin olmaya çalışan Nurlan Kalaycı, "Sabah gittim gördüm Göksel'imi... Ne olurdu canlandırabilselerdi? Bu ölüm ona yakışmadı... Başbakan aradı... 'Şimdi yurtdışına çıkıyorum, ancak arkanızdayım. Bu işi çözeceğiz' dedi. Bekliyorum."
Prof. Kalaycı'nın eşi: Katil karşıma çıksın
Silahlı saldırı sonucu vefat eden Prof. Kalaycı'nın eşi isyan ediyor: Eşimi vuran o şerefsiz karşıma çıksın ve değerli bir insanı neden öldürdüğünü gözümün içine bakarak söylesin.
İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi'nin otoparkında hunharca katledilen İstanbul Tıp Fakültesi Göğüs ve Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Necip Göksel Kalaycı'nın eşi Nurlan Kalaycı, eşini öldüren katile öfkesini dile getirdi. Kalaycı, Eşimi öldüren o şerefsiz, o aşağılık kişi neden kaçıyor? Katil çıksın karşıma, gözümün içine bakarak, eşime neden kıydığını anlatsın" dedi.
KORUMA KABUL ETMEDİ' 40 yıl bir yastığa baş koyduğu eşini anlatırken zaman zaman gözyaşlarına boğulan Kalaycı, eşinin yaklaşık 10 gün önce de Aksaray'daki muayenehanesine girerken saldırıya uğradığını söyleyerek şöyle konuştu: "Göksel muayenehanesine gittiğinde asansöre binerken, biri arkadan boğazını tutmuş. Kar maskeli ve elleri eldivenli adam, elinde çekiçle kafasına ve vücuduna vurmaya başlamış. Hatta kafası yarılmış, elleri şişmişti. O olayın üstünde durmadık. 'Koruma alalım' dedim, kabul etmedi. Karakola bile gitmedi. 'Kar maskeli biri nasıl yakalanır' dedi. Olaydan sonra biri ona saldırırsa diye sprey almıştı" Eşi vurulduktan sonra bir kadının hastanenin bahçesinde takım elbiseli dört adam gördüğünü anlatan Kalaycı, "Mafya tarzı giyinmiş bu kişiler. Onlara kulak kabarttığında, 'Hastamız öldü. Bu doktorları vurmak lazım' demişler" diye konuştu.
AİLE DOKTORUYDU' Eşinin herkes tarafından sevilen ve sayılan biri olduğunu vurgulayan Kalaycı sözlerini şöyle sürdürdü: "Eşim bir hasta ameliyat edeceği zaman Doç. Dr. Alper Çoker'e şaka yollu takılır ve 'Nereli bunlar öğrenelim, zarar görmeyelim, ona göre ameliyat edelim' derdi. Dalga geçmek için böyle söylerdi ama fevri hastayı ameliyat etmezdi. Tüm hastalarına ameliyatın risklerini anlatırdı. 'Seni kesinlikle kurtarırım' sözünü vermezdi. Ahmet Cevher'in ailesi, 'Bu hasta ölürse sizi yaşatmayız' demiş. Eşim, onların aile doktoruydu. Teşekkür mesajları var. Eşim ameliyatı da 10ay önce yaptı. Bir bağlantı kurulabileceğini sanmıyorum"
O GÜN AMELİYATI VARDI' Olayın meydana geldiği akşam karakola giden Kalaycı, "Arabaya kurşun saplanıp saplanmadığını merak ediyordum. Ancak hiç saplanmamış. 10 gün önceki o olaydan sonra ne bir mektup, ne de bir tehdit telefonu aldık. Salı günü dişçiye gidecekti. Tehdit alan insan, rahat olabilir mi? 26 yaşında Çapa'ya girdi, orada da öldü" dedi. Kalaycı, eşinin o gün ameliyatı olduğunu, ameliyata yetişmek için acele ettiğini, hatta telefonla asistanlarına talimat verdiğini de söyledi. "10 dakika sonra ameliyatı varmış, bir kanser hastasını ameliyat edecekti. Hatta hastanın yakınları gelip başsağlığı diledi" diye konuştu. Kalaycı, eşinin öldürüldüğünü o sırada Bodrum'da olan oğlu Gökhan Kalaycı'dan öğrendiğini belirterek, şunları söyledi: "O sabah eşim her zamanki gibi köpeğimiz Zeytin'i gezdirdi, sonra gitti. Oğlum Bodrum'daydı. Ben de Zeytin'le yatıyordum. Saat 11.00-12.00 arası telefon çalmaya başladı. Telefonu açtığımda oğlum, 'Anne babamı öldürmüşler' dedi. Gerisini duymadım zaten."
'KEŞKE KALPTEN ÖLSEYDİ' Eşini anlatırken metin olmaya çalışan Nurlan Kalaycı, "Sabah gittim gördüm eşimi. Ne olurdu onu canlandırabilselerdi? Keşke kalpten, beyin kanamasından ölseydi eşim. Hiç olmazsa hastalandı derdik. Silahlı saldırganların elinde nasıl gitti? 37 yaşında enfarktüs geçirmişti. O zaman yaşattılar da şimdi neden öldü? Bu ölüm ona hiç yakışmadı. Keşke ayağına sıksalardı, en fazla sakat kalırdı. Bu kadar hunharca nasıl kurşun sıkarlar? Neden yaptılar?" diyerek öfkesini dile getirdi. Eşinin silahlı saldırıya uğradığı otoparkın güvenlik kamerasının da bozuk olduğuna dikkat çeken Kalaycı, "Nasıl tamir edilmedi o kamera? Saldırgan oradan nasıl rahatlıkla kaçtı, hiç anlamıyorum" dedi.
Özlem YILMAZ-Ulaş YILDIZ / MERKEZ İSTANBUL
|
|
|
|
|
|
|
|
|