| |
AB iteklemeden...
Kırklareli Emniyet Müdürü Reşat Altay telefon etti: "Yazılarınızı çoğalttık... İlçelere dağıttık." Sonra, başka illerden "benzer telefonlar" geldi. 3 gün "Frankfurt ve Essen izlenimlerimizi" yazmıştık (5, 6, 7 Kasım). Almanya'da "sivil örgütlenme" çok güçlü. Okulda, hastanede, fabrikada, sokakta, mahallede, çarşıda "dernekler, komiteler" var. Kim, nerede bir "olumsuzluk" görse, "ilgilileri" arıyor. Vatandaş "polise yardımcı oluyor." Bu yöntemle "hırsızlığın, kapkaçın, polisiye olayların" azalması sağlanıyor.
Yazılarımız üzerine "Antalya emniyetinden de" aradılar. Birkaç aydır "toplum destekli polis" projesi uygulanıyormuş. "Komşu kollama sistemi" devreye sokulmuş. Yine "tamamen sivil örgütlenme." Amaç "apartman sakinlerinin, aynı sokakta yaşayanların" birbirini tanıması. Antalya-Önleyici Hizmetler Müdürü Akif Aktuğ dedi ki: - Sonuç çok başarılı... İnsanlar polise güveniyorlar... Yardımcı oluyorlar.
"Polise güven" çok önemli... Eğer bu sağlanamazsa, vatandaş şöyle düşünmeye başlıyor: - Bu işleri (kapkaçı... Hırsızlığı... Diğer kanunsuzlukları) yapanları polis biliyor... Ama göz yumuyor... Zira bunlar, polisle ortak.
Dün "lojman cinayetini" yazmıştık. "Girişi, çıkışı polis kontrolünde olan" milletvekili lojmanlarında cinayet işleniyor. Ve 1991'den bu yana "olay aydınlanamıyor." Üstelik, TBMM'de kurulan komisyondan aldığımız bilgiye göre "deliller karartılıyor." İşte bu noktada "iki soruyu" sormak şart: * 550 milletvekilinin oturduğu lojmanlarda "polise yardımcı olacak" tek kişi yok mu? * Lojman cinayetini bile çözemeyen "yetkililere" insanlar nasıl güvenecekler? TBMM Lojman Cinayetini Aydınlatma Komisyonu Başkanı Ahmet Çağlayan "kim, ne biliyorsa bize anlatsın" diye kamuoyuna çağrıda bulununca... "Şu tür" talepler de olmuş: - Bazı şeyler biliyorum... Ama karşılıksız konuşmam... Bana kaç para vereceksiniz? İnanılır gibi değil. Ama gerçek.
Lojman cinayeti 23-24 Haziran 1991 gecesi işlendi. Sonra bu lojman "boşaltıldı." "Tamir edildi." 1991 seçimlerinden sonra "başkasına" tahsis edildi. Bir seçim dönemi geçince yine "boşaltıldı." Tekrar "tamirattan" geçirildi. Ve 2005'de "lojman cinayetini aydınlatma komisyonu" kuruldu. Komisyon "cinayetin işlendiği lojmana" gitti. "3 yıldır boş duran lojmana" girildi. Lojmanda "ne bulunsa" beğenirsiniz? "Biri kırmızı olmak üzere 4 kadın külotu."
14 yılda "defalarca tadilat gören" ve seçimden seçime "başkasına tahsis edilen" bir lojmanın "orta yerine", tam da TBMM Komisyonu'nun gideceği gün "4 kadın külotunu" kimler koymuş olabilir?
Kimi yerlerde (Kırklareli gibi, Antalya gibi) güzel şeyler oluyor. Ama kimi yerlerde de (örneğin lojman cinayeti) deliller karartılıyor. "Bu işlerin" düzelmesi için ille de "AB İlerleme Raporu'nun iteklemesi" mi gerekiyor?
|