|
|
|
|
|
Melek Zübeyde babasına hayran, yaratıcılığına bayılıyor
|
|
İbrahim Tatlıses dosyasını hazırlarken kızının annesi sanatçı Perihan Savaş'la da görüştüm. Şöyle başladı söze: - Biz 8 yıla yakın birlikte yaşadık. Anadolu'dan taze gelmiş pırıl pırıl bir adamdı o. Birlikteydik ama 6-7 ay elini elime sürmedi.
- !!!!!!!!!! - Çok önemsediği değerleri vardı. Sonra çok değişti elbette. Ama hak veriyorum. O kadar çok arkadan hançerlendi, kazık yedi, tuzaklar kuruldu ki ona. Nankör, vefasız, duygusuzluk çok oldu etrafında. Adamı çileden çıkardılar.
- Makul sonuç diyorsun yani. - Öyle. Tam kızımı doğuracakken ayrıldık. Ben ihaneti ve paylaşmayı kaldıramam. Melek 18 yaşında keşfetti babasını.
- Sevdi mi, benimsedi mi hemen? - Evet babasını çok seviyor. Hayranlık duyuyor ona. Her gün bir yeni huyunu kavrıyor. Bazen şaşırıyor, ilginç buluyor.
- Babalar kızlarından tırsar. İbrahim Bey'de de var mı bu? - Melek kişiliği çok sağlam oturmuş bir kızdır. Her doğrusunu çekinmeden söyler. Eleştirdiği de oluyor babasını. Ama saygı çerçevesi içinde.
- Anne baba şöhreti ağır yük bir genç kız için. Nasıl taşıyor? - Dedim ya Melek Zübeyde çok kişilikli bir kız. Bu arada babasına laf edenlere de kızıyor. "Onu eleştirmeleri için en az onun yarısı kadar varlık göstermeleri gerekir" diyor.
- Hayranlık üst derecede yani... - Öyle valla Savaş. Hele yaşına rağmen gösterdiği kondüsyona, enerjiye, çok çalışkan olmasına ve yaratıcılığa bayılıyor babasının.
- Küçük İdo'yla arası nasıl? - Yan yana geldiklerinde kuş cıvıltıları oluyor. Çok seviyorlar birbirlerini.
- Ya sen, seviyor musun İbrahim Bey'i? - Saygım sonsuz. İnsan olarak da severim ve başarılı bulurum. Ama keşke dil öğrenseydi, yurt dışına batılı anlamda açılsaydı. Bir de çok fazla konuşacağına hep türkülerini, şarkılarını söylese keşke...
|
|
|
|
|
|
|
|
|