Beyaz mendil fırfırlı çorap ve ev baklavası
Sevilen oyuncu İpek Tuzcuoğlu, çocukluğunu geçirdiği İzmir'deki bayram günlerini özlemle anıyor. Rugan ayakkabı, fırfırlı çorap, bu özel günlerden anımsadıkları...
Bayramlar çocukluğumda kaldı
İpek Tuzcuoğlu İzmir'de geçen çocukluğunda bayramların çok farklı yaşandığını anlatıyor. Bayram deyince aklına ilk gelenlerse rugan ayakkabı, fırfırlı çorap, ev baklavası ve işlemeli beyaz mendil!.
- Bayram sizin için ne ifade ediyor? - Bayram deyince benim aklıma ailem ve büyük aileler geliyor. Rahmetli olan dedem, amcam, babaannem... Yani biraz eski kokusu ve nostaljisi var benim için bayramların. O da biraz hüzün veriyor açıkçası, çok neşelenemiyorum bayramlarda. Özellikle de Kurban Bayramı'nda, hep çocukluğuma dönüyorum. Yani kısaca bayramlar için çocukluğuma dönüş diyebilirim.
- Çocukken nasıl geçiyordu bayramlarınız? - Çok güzel. Ailece bir araya gelirdik. Çok da kalabalık bir aileyiz; amcamlar, halamlar, yeğenlerim, anneannemler, dedemler... Çok keyifli geçerdi bizim bayramlarımız. Büyükler ayrı bir yerde otururdu, küçükler oyun oynardı. Unutmadığım şeylerden biri de mesela, anneannem mendil alırda bana bayramlarda. İşlemeli, beyaz olurdu o mendiller. Büyüklere o mendili verirdim, onlar da o mendilin içine harçlık, şeker, çikolata koyarlardı.
ARTIK YALNIZIM - Bildiğim kadarıyla İzmir, Karşıyakalı'sınız. Oralarda nasıl geçiyordu bayramlar? - Karşıyaka'da çok coşkulu geçerdi, faytonlar süslenirdi, müzikler çalardı, bir şenlik havası olurdu yani.
- Peki bayramlarınızı şimdi nasıl yaşıyorsunuz, çocukluğunuzdan bugüne neler değişti? - Çalışarak ve yalnız geçiyor artık. Sadece telefonda kutlayabiliyorum büyüklerimin bayramlarını. Çalışmıyorsam da tatilde oluyorum. Çünkü ancak bayramda tatile çıkmaya fırsat bulabiliyorum. Zaten ailenin büyüklerinin çoğu artık yaşamıyor. İzmir'e de hiç gidemiyorum artık bayramlarda.
- Anneniz sitem etmiyor mu peki? - Yok, yıllardır bayramlarda hep çalıştığım için onlar da alıştılar. Sesimi duymaları yeterli oluyor.
- Bayramlarda İstanbul'daysan kapını çalıp şeker isteyen çocuklar oluyor mu? - Çok olmuyor. Bir sitede yaşadığım için site görevlileri içeriye sokmuyor. Ama otomobilimde çikolata, şeker bulundurmaya çalışıyorum tabii. Zaten para yerine yiyecek vermeyi tercih ediyorum.
DAVULCUSUZ OLMAZ - Siz çocukken arkadaşlarınızla şeker toplamaya çıkıyor muydunuz? - Yok, hiç çıkmazdım. "Lady" gibi büyütüldüğüm için bana verilirse alırdım ancak. Çekingen bir çocuktum, hiç konuşmayan, içine kapanık... Çikolata, şeker toplamaya hiç gitmedim, hatta utanırdım.
- Çocukların verilenleri koydukları şeker torbaları olurdu. Sizin de var mıydı? - Aaa tabii tabii, benim de vardı. Bir de davulcular gelirdi. Ramazan boyunca çalan davulcular da eğlence katardı bayramlara.
- Unutamadığınız bir bayram anınız var mı? - Kurban Bayramı'nda kurbanlığımız kaçmıştı, onu hatırlıyorum. Bahçeye bağlamışlardı, bahçeden ipini çözmüş çocuklar, köpek gibi dolaştırmak istemişler! O da kaçmış. Mahallede kurbanlığı yakalama seremonisi yaşandığını hatırlıyorum. Mahalle yangın yerine dönmüştü. Bir de alınan bayramlıklar benim için çok önemliydi. "Acaba annem bayramda ne alacak?" diye merakla beklerdim. Rugan ayakkabılar, fırfırlı beyaz çoraplar çok meşhurdu benim küçüklüğümde, onları hiç unutmam.
- Siz de bayramlıklarınızı yastığının altına koyup mu uyurdunuz? - Yastığın altına koymadım ama başucuma koymuştum.
- Bayram gelse de yesem dediğiniz bir şey var mı peki? - Anneannemin yaptığı cevizli, güllü çok güzel bir ev pastası var, onu çok severim. Rahmetli babaannemin tereyağlı pilavını çok severdim. Yani ben evde yapılan şeyleri çok severim. Bir de çok lezzetli yapar bizim aile büyükleri. Ama en çok tatlı seviyorum, ev baklavalarına bayılırım mesela.
- Bu bayramı da çalışarak mı geçiriyorsunuz? - Hem de katmerli şekilde. Hem dizi için sete, hem de "Selvi Boylum Al Yazmalım" oyununun provalarına gideceğim. Bu sene benim için çok yoğun geçiyor zaten, bayram gibi olmadı yani. Yine telefonla kutlayabildim herkesin bayramını.
- Peki eski bayramları özlüyor musunuz? - Özlüyorum tabii. Aile bağları benim için çok önemli. Çünkü her şey çok daha farklıydı, insanlar birbirlerine daha çok bağlıydılar. Şimdi iş hayatı, yoğunluk, tempo, hırslarımız bir şekilde bunları köreltiyor.
- İleride kendi aileniz, çocuklarınız olduğunda onlara eski bayramları yaşatmayı düşünüyor musunuz? - Tabii ki gelenek görenekleri, bayramların önemini öğrensinler isterim. Çünkü bayramların insanları bir araya getirmek, aile bağlarını kuvvetlendirmek, küsleri barıştırmak gibi farklı mesajları da var. Bu anlamda da çok önemli... Zaten güzel olan her şeyi çocuklarıma da sağlamak isterim.
Eylem BİLGİÇ
|