|
|
Yeni doğan bebekler
Evde bir telaş, yeni bir üye gelişinin heyecan ve sevinci, günlerce süren hazırlıklar. Sonunda beklenen bebek gelir. Ama bekleyenlerin aksine, onun tüm algıları kendisine dönüktür. İsteklerini ağlayarak dile getirir. Bu istekler karnının doyurulması, altının temizlenmesi ve ortam sıcaklığının ayarlanmasıdır. Bu dönemde dış dünyaya kapalı olan bebek için isteklerinin doyurulması kadar, bu isteklerin düzenli yapılması ve sürekli yapılması önemlidir. Bu düzen ve süreklilik daha ileriki dönemlerde gelişimi için önemli olan "temel güven duygusu"nun gelişmesini sağlar. Eğer bu gereksinimler düzenli sağlanmazsa bebekte bir güvensizlik olur. Bebek sahibi olmaya hazır ve bebeğe karşı duyarlılık kazanan anneler, bebeğin ağlamasından karnımı aç, altınımı ıslattı, yoksa başka bir sorun mu var? Ayırt edebilirler. Telaşlı, kaygılı ve hazır olmayan anne bebek ağladığında ne yapacağını şaşırır.
EMZİRME Anne sütünün bebek için yararları tartışılamaz. Tüm fiziksel yararlarının yanı sıra ruhsal doyum ve annebebek ilişkisinin kurulması içinde emzirme önemli bir adımdır. Bebeğini emziren anne bir yandan bebeğiyle konuşur, bir yandan bebeğini okşar. Aynı zamanda bebek de annesiyle fiziksel ve duygusal bağlantı kurar. Emzirmeyi sinirle, isteksiz, zorunlu olduğu için yapan bir annedense biberonu veya kaşığı şefkatle, bebekle konuşarak ve zevkle veren annenin bebeğiyle oluşturduğu bağlanma daha sağlıklıdır.
BAĞLANMA İlk aylarda bebek için kendinden başka kimse yoktur. Anneyle kurduğu ilişki sonrası üçüncü ayına doğru, anne bebek için ayrı bir varlık olarak belirmeye başlar. Bebek anneyi ayırt etmeye, geldiği zaman ona gülmeye, sevinç göstermeye başlar. Bu sırada annenin duygularını bebekler aynen bir ayna gibi yansıtırlar. Yani anne mutsuzsa mutsuz, anne neşeliyse neşeli olurlar. Gittikçe bu duyguları kendi duygularından ayırt ederek bireyselleşir ve kendini anneden ayrı bir varlık olarak görmeye başlar. Bu sürece bağlanma süreci denir. Bağlanmayı sağlıklı geçiremeyen bebeklerde hem bebekken hem de daha sonraki dönemlerde ruhsal sorunlar ortaya çıkar. Bebek büyüdükçe fiziksel olarak anneye bağımlılığı azalır. Ama sağlıklı kurulan bu bağlanma yaşamı boyunca devam eder. İlk aylarında insanları ayırt etmeden herkesin kucağına giden bebek, 6. aydan itibaren yabancıları ayırt etmeye, onlardan çekinmeye, güven duyduğu annesinden ayrılmak istememeye başlar. Buna ayrılık kaygısı denir. Anneyle bağlanmasını yapan çocuk, herhangi bir nedenle 3. ayından sonra anneden ayrılmak zorunda kalırsa anne yoksunluğu denilen ruhsal bir sorun ortaya çıkar. Eğer bu süreç uzarsa ilerde kalıcı sorunlara yol açar. Yuva (yetiştirme yurtları) çocuklarında ve uzun süreli hastanelerde yatan bebeklerde sık görüldüğü için bu soruna yuva hastalığı ya da hastane hastalığı da denir. Annenin geri dönüşüyle sona erer. Eğer annenin dönüşü uzarsa kalıcı olur. Yenidoğanın ruh sağlığı kadar fiziklsel sağlığı da önemli. Bu nedenle sizler için yenidoğan ünitelerini araştırıp, uzmanlarla konuştuk. Ayrıca bu haftaki ünlümüz olan Eda Özülkü de bizimle kendi deneyimlerini paylaştı.
|