Oyuncak sarışın kız
Çocuklar kendilerine alınan oyuncaklarla oynarlar. Hayal kurarlar... Oyuncakların yapıldığı malzeme çocuk için çok önemli değildir. Oyuncak malzemelerinin ilerde yaşamını nasıl etkileyeceğinin bilincinde değildir çocuk... Oyuncağın malzemesi ona sunulacak olan yaşam biçiminin ham maddesidir. O malzemenin yaşamını nasıl etkileyeceğinin bilincinde değildir çocuk; uyarılmaz da... Büyükler de çocuk bilincinin varlığından bile haberdar değildir... Çoğu kez... Aslında çocuğun hakları, bilinci, düşünme özgürlüğü de pek umurlarında değildir. Yazılıp bozulabilecek doğal malzemelerden üretilmiş oyuncaklar yerine plastik bir yaşama hazırlanmaları için plastikten kızla, erkekler, atlar, arabalar, tanklar, tüfekler yığılır önlerine hep. Büyükler oyuncaklar aracılığıyla istedikleri yaşam biçimine kurarlar çocukları. Çocuklar kurulabilecek, sırtındaki anahtar çevrilerek hareket etmesi sağlanacak oyuncaklardır onlar için. Baktılar yay boşalıyor, yeniden kurarlar. Oyuncaklar, büyükler dünyasının küçültülmüş, çektirilmiş bir halini sunarlar ve o hale kurarlar hep çocukları... Anneler babalar, plastik evler, arabalar... Bebeklerin değiştirilebilen plastik giysileri... Tabancalar, toplar tüfekler... Uçaklar, trenler, roketler, helikopterler... Bilgisayar savaş oyunları... Kaçmalar, kovalamacalar... Asmalar kesmeler... Büyükler dünyasının küçültülmüş bir haliyle oynayıp, geleceğe hazırlanmaları istenir... "Uyusunda büyüsün ninni Herkesleri öldürsün ninni... Hep o yensin ninni Savaşları kazansın ninni..." Oyuncaklarıyla geleceğe kurulur çocuk bilinci ve de bilinçüstü hem de altı, sağı solu, önü arkası... Büyükler dünyasının küçükler dünyasına saldırı, oyuncak top ateşleriyle başlar. Çocuğun hayal gücü topla tüfekle, uçakla helikopterle, süper ve de mega süper kahramanlarla işgal edilir. Kontrol altına alınır. Hayalgücü ele geçirilip hapse tıkılır. Oyuncakla ehlileştirilip düzene uygun kafalar yaratmak için kullanılır oyuncaklar. Oyuncakların önerdiği yaşam biçimine, uygun adım marş ilerlemeleri için sırtlarındaki anahtar çevrilir, yay kurulur...
SİSTEM HEP DENETLER Sistem, yay boşaldığında onu yeniden kuracak bin bir yöntemle donanmıştır. Çocuğun bir dünya yaratması başıbozukluk demektir. Başıbozukluk sunulan oyuncaklarla sıkı denetim altına alınır. O ancak sunulan dünyayı kullanabilir ama değiştiremez. Malın sahibidir ama yaratmaz. Yaratıcı düşünce oyuncaklarla elinden alınır. Akıl başa gelmeye başlayınca içimizdeki çocuk, "Kurtar beni, kurtar kendini" diye fısıldamaya başlar... İş işten geçmiştir. Ama çocuk susmaz... Devamlı fısıldar çocuk... Fısıltıları çocuğa yapılan bu büyük haksızlığa niçin ortak olduğumuzu sorar sürekli... Niçin suç ortağı olduğumuzu sorar... "Niye, niye, niye, niye? Niye sen de katılıyorsun bu suça?" Fazla kafamızı karıştırmasın diye kesiveririz sesini... Oyuncaklarla bize önerilen dünyaya uyum sağlayacak yaşa gelmişizdir. İşimiz, değiştirmek sorgulamak değil, kabul etmek, uyum sağlamaktır. Oynadığımız oyuncakların gerçek boyutlardaki halleri elimizin altındadır... Gerçek anne, gerçek baba, gerçek top tüfek, tabanca, bomba... Gerçek futbol topu, gerçek araba, motosiklet... Oyuncaklar büyümüş bizi kendi dünyalarının içine almışlardır artık... Biz de onlardan biriyizdir... Çocukluktan beri hazırlandığımız dünyanın bir parçası olmuşuzdur artık... Rüyamız gerçekleşmiş birer oyuncak olmuşuzdur. Bize daha çocukken önerilen bir dünyayla bütünleşmekten, uyum sağlamaktan daha büyük bir mutluluk olabilir mi!!! İçinizdeki sesi kesilmiş, hayal gücü işgal edilmiş çocuğun sesini kısmayın. Ona kulak verin. Gırtlağını sıkıp, boğmaya çalışmayın.
|