|
|
|
|
|
|
Desteklediler
Bu tartışma daha da ileri gitmeli Anavatan Genel Başkanı Erkan Mumcu: Her ne kadar Türkiye'de darbeler kendilerini bu maddeyle ilişkilendirmeseler de ne demokrasi, ne hukuk, ne de bu maddenin kendisi darbe yetkisini düzenliyor, darbe yetkisi veriyor. Çözümü demokrasi kültürünün ve hukukun üstünlüğü anlayışının bütün siyasal ve toplumsal yaşantının derinliklerine nüfuz etmesini sağlamakta aramalıyız. Tartışma daha da ileri götürülmeli. Bir maddeyi tartışmak yerine darbe anayasasını ve onun getirdiği sistemi tartışmalıyız. Ama siyasetçilerin
ve başka toplum önderlerinin gündeminde böyle bir şey yok. Sayın Demirel'in açtığı bu tartışmanın, 35. Madde tartışmasıyla sınırlı kalmayıp, bir taraftan siyasal sistemin"ülkenin istiklalini temin, istikbalini tesis" edecek yetenek ve nitelikler ile donatılması, diğer taraftan bunu demokratik süreçlerle ve demokratik kültür içinde başarmasını sağlamak gerekiyor. Demirel-asker polemiğine dönüşürse üzülürüm.
Demokratikleşme sürecinde çözülecek DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar: Cumhuriyet ve demokrasi milletin bütününün emanetindedir. Herkesin hassasiyetle ve dikkatle onu koruması gerekir. Cumhuriyet 82 yıldır uygulanıyor. Halk bu sistemi benimsemiş ve kucaklamaktadır. Cumhuriyet, demokrasi ile taçlandırılmıştır. Vatandaşlarımız daha fazla hak, hukuk ve özgürlük istemektedir. Bu gayet makul bir öneridir, demokratikleşme sürecinde çözeceğimiz konulardan biridir. Ülkeyi darbeyi ya da müdahaleyi akla getirmeyecek bir ortamı var etmek ve o akıllılıkta ülkeyi yönetmek gerek.
Kalksa da kalkmasa da AB'nin kuralları belli Burhan Kuzu (TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı): O noktaya gelene kadar yapılacak çok şey var. AB'nin kuralları bellidir. Bu madde olsa da olmasa da ordunun sivil hükümetin gösterdiği çizgi doğrultusunda hareket etmesi söz konusudur. Tersine bir şey yok ki. 12 Eylül, 12 Mart, 28 Şubat fiili durumlardır. Mesele demokrasinin kurallarını işletmek.
|
|
|
|
|
|
|
|
|