| |
Kaçınılmaz reform
Tasarının Meclis'teki görüşmeleri sırasında çoğu orta yaş ve üstünde olan milletvekillerimizden bakalım bu konuyu gündeme getiren çıkacak mı?.
Almanya'da gelecek hafta işbaşı yapması beklenen Hıristiyan Demokrat-Sosyal Demokrat büyük koalisyonunun uzlaştığı ilk konulardan biri, çalışma süresinin uzatılması oldu: Emeklilik yaşı 65'ten 67'ye çıkarılacak. Brüksel'de geçen hafta 100 bin kişi protesto gösterisi yaptı. Nedeni: Hükümetin erken (daha düşük maaşla) emeklilik yaşını 58'den 60'a çıkarmak istemesi. İngiltere Başbakanı Tony Blair, kamu çalışanlarının emeklilik yaşını 60'dan 65'e yükseltmek istedi. Sendikalar genel grev tehdidi savurunca, geri adım attı. Ancak bu kez özel sektör emekçileri ayaklandı: "Devlet bizden çok çalışmamızı istiyor, kendi elemanlarını 'genç' yaşta emekli ediyor!" Sosyal güvenlik reformu girişimlerinin tüm Avrupa'da deprem yarattığı bir dönemde, Türkiye de sistemini masaya yatırıyor. Ama bir temel farkla: Sosyal güvenlik Avrupa'da nüfusun yaşlanması, Türkiye'de ise genç emeklilik nedeniyle çöküşün eşiğine geldi. Herkesin bildiği bu tehlikenin boyutlarını görmek için bugün toplanacak Ekonomik ve Sosyal Konsey için hazırlanan "sunum"daki rakamlara göz atmak yeterli. * Prim ödeyen 12 milyon 844 bin kişiye karşılık 7 milyon 229 bin kişi emekli maaşı alıyor. Yani 1 emekliye 1.6 çalışan düşüyor. * SSK emeklilerinin yüzde 62'si tasarıdaki asgari emeklilik yaşı olan 58 (kadınlar için) ve 60'ın (erkekler için) altında. * 19.4 yıl çalışıp SSK'dan emekli olan kadın 35, erkek 28 yıl maaş alıyor. Peki bu değirmenin suyu nereden geliyor? Elbette bütçeden aktarılan kaynaklardan. Üç sosyal güvenlik kurumunun son 11 yıllık açığı faizde değerlendirilseydi, bugün 474.8 milyar YTL tutarında kaynak oluşacaktı. Toplam iç borç stokunun (224.5 milyar YTL) iki katı! Dahası Türkiye'nin yıllık GSMH'sının (424.1 milyar YTL) bile üstünde. Bir başka deyişle, Türkiye son 11 yılın 1 yılında sadece emekliler için çalıştı!
Tasarıda iki önemli eksik Meclis'te bulunan reform tasarısıyla, yeni sigortalıların 58 (kadın) ve 60 (erkek) yaşından önce emekli olmalarının yolu kapatılıyor. Ayrıca asgari prim tabanı 7 bin günden 9 bin güne (25 yıl) yükseltiliyor. Sosyal güvenlik kurumlarını tek çatı altında toplayan, genel sağlık sigortasını yeniden düzenleyen tasarıda biz iki önemli eksik ya da boşluk gördük: * Bilgi çağının ürünü olan yeni ve esnek çalışma modellerinin getirdiği sorunların yanıtı yok. Özellikle hizmet sektöründe yaygınlaşacak olan bu modellere göre çalışanların, yani haftalık çalışma süresi daha kısa olanların, bırakın tasarıda öngörülen 25 yılı, 50 yılda bile emekli olmaları mümkün değil. Bu da kayıt dışını artırma riski yaratıyor. * Orta yaş üstündekilerin istihdam sorununa çözüm getirmiyor. Batı'da olduğu gibi Türkiye'de de işverenler orta yaş üstündekilerin istihdamına sıcak bakmıyor. Çeşitli nedenlerden ötürü: Kimi onların yeni teknolojilere ayak uyduramadığına inanıyor, kimi kadroların gençleştirmesinin işyerine dinamizm kazandırdığını savunuyor, kimi de maliyet baskısını hafifletmek için yüksek maaşlı yaşlıları çıkarıp düşük maaşlı gençleri istihdam ediyor. OECD geçenlerde bu konunun ele alındığı geniş bir araştırma yayınladı. Vardığı sonuç: "İşverenlerin mantalitesi değiştirilemezse, sosyal güvenlik reformları 50-65 yaş arası işsizler ordusunu büyütmekten başka sonuç vermez."
|