|
|
|
|
|
|
Medyatik olmak için taviz veremezdim
80'lerde büyük bir popülaritesi olan Nalan Altınörs'ün adı, geçtiğimiz aylarda 'bankamatik sanatçıları' arasında anılmıştı. Devlet sanatçısı Altınörs, uzun bir aradan sonra ekrana hem 'dikkatli', hem de mutlu bir dönüş yaptı.
Türkiye bundan 20 yıl önce TRT ekranlarında güçlü bir sesle tanıştı. Üstelik bu güçlü ses, çok güzel ve zarif bir genç kadından; Nalan Altınörs'ten geliyordu. Ağzından hayat bulan şarkılar dillerden düşmüyordu. Hayranlarının gözünde o, "Ege'nin rüya kızı" idi. Birçokları için ulaşılması zor olan Altınörs'e, bu yüzden "soğuk kadın" imajı yakıştırılmıştı... Bu sıfatı kabul etmediği gibi 'yanlış anlaşılırım' kaygısıyla hiç konuşmadı. 'Safalar Getirdiniz' adlı programla ekrana geri dönen ve bir süre önce 'bankamatik sanatçıları' arasında adı geçen Nalan Altınörs, TRT dergisine konuştu...
* TRT ekranına geri döndünüz. Program teklifi sürpriz oldu mu? Teklifi aldığım zaman çok heyecanlandım. Tanıyıp, güvendiğim kişiler olmasaydı, böyle bir işe giremezdim. Bülent Osma'nın imza attığı program, Türk müziği ağırlıklı ama zaman zaman halk müziğine de yer veriyoruz.
* Daha önce Yıldırım Bekçi ile program yapmıştınız. Bu kez yalnızsınız. Ulaşmak istediğiniz öncelikli hedefleriniz neler? Kendimce bir takım ilkelerim oldu hep. Bunu devam ettirmek istiyorum. Uzun süre televizyon programlarına ara verdiğim için yanlış yapma lüksümün olmadığını biliyorum. Yayınlanan programların çoğuna uyup, öyle bir program yapmaya kalkışsak, bize yakışmaz. TRT'de yapılacak programın düzgün olması gerek. Bunun ağırlığı var üzerimde.
* Türk Sanat Müziği sizce de son yıllarda gerileme dönemi yaşıyor mu? Beş sene önce arabesk modaydı. Şimdi pop ağırlıklı bir dönem yaşıyoruz. Ama pop parçalarında bile Türk müziği ezgilerini duyuyorum.Türk müziğinin yok olduğuna katılmıyorum. Biz Türk'üz. Bu bizim müziğimiz. Sanat müziğinin diğer müzik türleri kadar, belki daha fazla ekranlarda yer alması gerekiyor. Özel kanallarda ise ancak sabah 05.30'da izleyebiliyorum. Sanat müziğinin özel kanalların da ilgisine ve desteğine ihtiyacı var.
* Müzik dünyasına yeni yüzler sunan yarışma programlarına tanık oluyoruz. Ne düşünüyorsunuz bu yarışmalarla ilgili? Bu bir medeni cesarettir. Keşke bu yarışmalarla Türkiye'ye yeni yeni değerler kazandırabilsek. Ama yarışmalar bittikten sonra çoğunun isimleri unutuluyor. Yarışma başlıyor, 3 ay içinde sanatçı olunuyor. Çabuk olan her şey, çabuk biter. Düşünün; ben bu işe gireli 24 yıl olmuş, bana bugün Türk müziği programı yapar mısınız?" diye teklif geliyor. Ağır ilerlenirse, sağlam oluyor.
* Hakkında konuşulan, aranan, beğenilen isimlerden biriyken, yıllar önce geri çektiniz kendinizi. Neden? Bedeller ödenmesi gerekiyor. Çok doğru, çok düzgün olduğunuz zaman bir takım şeyleri yapmanız zor. Arkanızda destek olması gerekiyor. Ben bu camiada hep tek başıma savaştım.
* Nasıl bir bedelden söz ediyorsunuz? Son 10 yılda, medyatik olmak için bir takım arkadaşlık ilişkilerine girmek gereği ortaya çıktı. Ne kadar taviz verirseniz, o kadar çok şey sunuyorlar. Ben taviz vermeyi seçmedim. İşin en kısa tarifi bu. Benim doğrum buydu. Ben müzik yaptığım zaman, talep gelmesi halinde konuşurum. Ama "En son ne zaman arabanızı değiştirdiniz?" türünden soruların bence bir değeri yok. Sanatçı, 'sanat yapan' demektir. Ama çoğu sanatçı, sanat haberleriyle değil, sansasyonlarla gündemde.
|
|
|
|
|
|
|
|
|