Gerçekten Türkler çılgın mı?
Eşimin Paris'te görevli olduğu dönemde Fransa'nın sembolik olarak, değişik ülkelere verdiği yıllarda kültür ve sanat alanında etkinlikler yapmalarına tanık olmuştuk. Çin yılı, Hint yılı, Fas yılı gibi. Fransa'nın da destek verdiği bütün sene boyunca konuşulan tartışılan tanıtımlar Türk yılı olması için bir an önce bir tarih tespiti için girişimler yapılmış fakat hatırlatmalara rağmen şimdiye kadar bir sonuç çıkmamıştı. Birkaç ay önce duyduğum ve içimin burkulduğu bir şey var. 2006 Fransa'da Ermeni yılı. Bize bu kadar direnilmesi bir takım siyasi zorluklardan olabilir ama Ermeniler için ne kadar kolay oldu! Hele zamanlama! Neyse... İnanın Fransa'da çok Türk dostu da var. "Benim Ermenilere sempatim var" diyenlere. Bizler "Olsun. Bizim de Ermeni arkadaşlarımız, dostlarımız var. Bizim onlarla bir sorunumuz yok. Geçmiş bir tarihte varolma savaşı sırasında onlar da topraklarımızı istila edenlerle bir olup bizi yok etme gayretine katılmıştı, kendileri de biz de çok trajik olaylar yaşamış olmamıza rağmen bizim onlarla bir sorunumuz yok. Onların var. Siz bizim projemizi beğenip, beğenmediğinize bakın" dediğimiz karşılıklı çok zevk aldığımız çalışmalar yapılmıştı. Televizyonda "Les Racines Et Les Alles", "Bagatelle"de Osmanlı'dan bugüne çiçek ve bahçe sergileri, Sabancı'nın Louvre'daki Osmanlı'da hat, Koç'ların Kütahya sergileri, projesi bizden önce başlamış ama biz oradayken Cumhurbaşkanlarının katıldığı, Versailles Sarayı'ndaki Topkapı Sarayı sergisi, Gene Versailles'ın L'Orangerie bölümünde Mevlana gösterisi, sarayda Fazıl Say'ın kendi ezgilerimizi de kattığı konseri, gene sarayın dev bir orgun bulunduğu köşesinde Klasik Türk Müziği konseri, Ahmet Ertuğ'un Tuilleries Bahçelerinde sergilenen eserleri, Galeries La Fayette'deTürk haftası, hatta ayı hatırlayabildiklerimden bazıları. Bir de sadece Fransızlar'ın desteğiyle Kutsi Ergüner'in üç dini kapsayan Osmanlı, Ermeni, Rum müziği karışımından mistik konseri güvercinlerin uçuştuğu bir manastırda seyretmek, Fazıl Say'ın caz denemelerini bir sirkte dinlemek gibi ilginç deneyimler yaşamış olduğumuzu düşündüm.
PROJE ÜRETELİM İkili çalışmalarda çok duygulu, çok coşkulu, çok zevkli olduğundan ilginç bir sinerji çıkıyor. Biz çılgın Türkler hele hele çok heyecanlandığımız, çok inandığımız, çok kararlı olduğumuz zaman acayip bir şeyler oluyor. Biz hiç kimseye düşmanlık beslemiyoruz. Sadece kendimizi ve güzelliklerimizi sürekliliği, inandırıcılığını kalıcı kılacak şekilde tanıtamıyoruz. Biraz da şaka tarafından baksak bile "Avrupa'nın yolları ne kadar taştan olursa olsun kimse döndüremeyecek bizi bu yokuştan" diye bir türkü tutturmuşuz. Yeter ki biz isteyelim ve en sevecen halimizle bizi ne kadar yanlış tanıdıklarını anlatmak için yalnız siyasileri değil kamuoyunu etkileyecek projeler üretelim. Bir tek ülkemiz var. Bütün dünya kendi dini, kendi tanrısı diye tutturup birbirini boğazlarken bir Yunus Emre'nin kardeşliği, tanrının herkesin tanrısı olduğunu vurgulayan tolerans söylemini duymak istediği ama bilmediği şiirle, dansla kimsenin ifade edemediği kadar güzellikte ifade eden Mevlana'nın ülkesidir burası. Hani şu coşunca olmayacak işler başaran ÇILGIN TÜRKLER'in vatanı. NOT: Rekorları alt üst eden Turgut Özakman'a saygılarımızla.
|