Uluslararası Para Fonu ile yürütülmekte olan Stand- by düzenlemesinin gözden geçirmesine açıklamalarda bulunan Devlet Bakanı Ali Babacan, "IMF'yle niyet mektubu taslağında uzlaşma tamam" dedi.
Babacan, "Türkiye 3 Ekim sonrası yeni bir düzleme girmiştir. Türkiye Avrupa Birliği'nin refahına adım adım yaklaşacaktır. Toplumun büyük kesiminin bu değişime hazırlanıyor olması şarttır" diye konuştu.
Devlet Bakanı Ali Babacan, IMF Heyeti ile yapılan görüşmeler neticesinde, 1 ve 2. gözden geçirmenin niyet mektubu taslağı konusunda, genel
hatları ile mutabakat sağlandığını bildirdi.
Babacan, Hazine Müsteşarlığı'nda düzenlenen basın toplantısında, gözden geçirme çalışmaları kapsamında, ''son ekonomik gelişmeler, yapısal reformlarda kaydedilen ilerlemeler ve 2006 yılına ilişkin hedeflerin'' ele alındığını belirtti.
Babacan bu bağlamda, makroekonomik performans, kamu maliyesi ve para politikası uygulamalarının değerlendirilerek, 2005 yılı gerçekleşmeleri ve 2006 yılı program hedefleri üzerinde durulduğunu bildirdi.
Babacan, yapısal reform programı kapsamında ise ''sosyal güvenlik, vergi ve bankacılık'' konularındaki reform çalışmalarının değerlendirildiğini kaydetti.
Babacan, büyümede hedeflerinin yüzde 5 olduğunu hatırlatarak, yıl sonu enflasyon hedefine ulaşılacağını da vurguladı. Bakan Babacan, cari açığa ilişkin endişe duymadıklarına da işaret etti.
Devlet Bakanı Ali Babacan, ekonomiye ilişkin zaman zaman çizilen kötümser senaryoların hiçbir şekilde gerçekleşme şansı bulunmadığını belirterek, ''Ulusal ve uluslararası boyutta oluşan bu güven ortamını asla bozmayacağımızı, bozmaya yönelik girişimlere de asla prim vermeyeceğimizi burada bir kez daha tekrarlamak istiyorum'' dedi.
Devlet Bakanı Ali Babacan, Hazine Müsteşarlığı'nda düzenlenen basın toplantısında, son 3 yıllık süre içinde Türkiye'nin özellikle ekonomi politikalarındaki kararlılığını, cesaretini ve disiplinini ilgili tüm taraflar nezdinde fazlasıyla ispat ettiğini söyledi.
Türkiye ekonomisinin artık, gerek ulusal, gerekse uluslararası aktörler açısından hedefleri doğrultusunda kararlı adımlarla ilerleyen bir ekonomi olduğunu belirten Babacan, bu yeni sürecin en çok faizler, uluslararası doğrudan yatırımlar, özelleştirme gelirleri, dış ticaret ve turizm gelirlerinde kendisini güçlü bir şekilde hissettirdiğini bildirdi.
''Önümüzdeki yıllar Türkiye ekonomisinin elde ettiği bu başarıların meyvesinin toplanmaya başlayacağı yıllar olacaktır'' diyen Babacan, özellikle işsizlik, yoksulluk ve gelir dağılımındaki eşitsizliğin giderilmesi konularında önümüzdeki dönemde daha da güzel gelişmelere hep beraber şahit olunacağını kaydetti.
Üç yıl boyunca siyasette ve dış politikada olduğu gibi ekonomide de kötü sürprizlere yol açacak hiçbir girişime prim vermediklerini belirten Babacan, bundan sonra da bu disiplin ve kararlılıklarını aynı şekilde devam ettireceklerini bildirdi. Babacan, şunları söyledi:
''KÖTÜMSER SENARYOLARIN GERÇEKLEŞME ŞANSI YOK''
''Ekonomi politikalarımızda en ufak bir sapmanın yaşanması bile asla söz konusu olmayacaktır. Bu anlamda ekonomimize ilişkin zaman zaman çizilen kötümser senaryoların hiçbir şekilde gerçekleşme şansı yoktur. Çünkü, hükümetimiz buna asla izin vermeyecektir. Türkiye şu anda tarihi bir fırsatı yakalamıştır ve bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirecek ve rekor iyileşmelerin altına imzalar atılmaya devam edecektir.
Bu kazanımları gölgeleyecek ya da geriye çevirecek hiçbir politika hiçbir zaman bizim gündemimizde olmayacaktır. Popülizm, rehavet, gevşeme gibi kavramları artık elimizin tersi ile bir kenara itmiş bulunmaktayız. Bu üç yıldır böyle, bundan sonrada böyle devam edecek.''
Hükümet olarak tarihi bir sorumluluk üstlendiklerini anlatan Babacan, üç yılda Türkiye'yi belli bir noktaya getirdiklerini, ancak daha yapacak çok işleri, kat edecek çok uzun mesafeleri bulunduğunu kaydetti. Babacan, ''Ulusal ve uluslararası boyutta oluşan bu güven ortamını asla bozmayacağımızı, bozmaya yönelik girişimlere de asla prim vermeyeceğimizi burada ben bir kez daha tekrarlamak istiyorum'' dedi.