|
|
Okullar 'kapsama alanı' dışına çıkmalı mı?
Türkiye'de kaç kişide cep telefonu var? Görüntüye bakarsanız, 7'den 70'e herkes çağın iletişim aracını kullanıyor. Rakamlar da çarpıcı, yaklaşık 40 milyon insanda cep telefonu var. Dünyada bu anlamda ön sırada yer alıyoruz. Tüketim çılgınlığı mı, yoksa teknolojiye kısa sürede adapte olmak mı? Ne derseniz deyin sonuç değişmiyor. Cep telefonu üreticilerine göre kullanım yaşı 12'ye kadar düştü. İlköğretim çağında ve liselerdeki çocukların büyük çoğunluğunda cep telefonu var. İstanbul'dan bir ilköğretim müdürü şöyle diyor: "Bunun önüne geçmemiz mümkün değil.Okul mevcudunun yüzde 70'i cep telefonu kullanıyor." Peki neden? Çok mu gerekli? Aslında bu bir salgın. Çocuklar doğum günü ya da karne hediyesi olarak bilgisayar, bisiklet yerine artık cep telefonunu tercih ediyor. Bu durumdan aileleri de çok rahatsız değil. Çünkü, onlar için cep telefonu bir güvenlik aracı. Çocuğa ulaşmanın en kolay yolu. Oysa uzmanlara göre bunun bedeli bir hayli ağır. Cep telefonları bir çok açıdan ciddi anlamda sakıncalı. Prof. Dr. Arif Verimli bu sakıncaların başında sağlık problemlerinin geldiğini belirtiyor ve şöyle diyor: "Cep telefonlarının yaydığı yüksek enerjili elektromanyetik dalgaların kulakta ve beyin üzerinde ciddi biçimde etkileri olduğu uluslararası bilim camiasında kanıtlandı. Bu etkiler, kanser oluşumuna yol açabiliyor. Beyinde geçici bir parazit yaparak düşünmeyi, karar vermeyi geçici olarak durduruyor ve beyin dalgalarındaki değişiklik konuşma bittikten sonra 10 dakika daha devam ediyor. Bu yüzden trafikte kullanımı da çok riskli." Verimli, sağlık sakıncası dışında bir başka noktaya daha dikkat çekiyor: "Öğrencilerin cep telefonlarına ayırdıkları vakit onların dikkat ve konsantrasyonlarını bozmakta, öğrenme çabasına ve öğrenmeye ayırdıkları vakti geciktirmektedir." Bir okul müdürü ise somut bir tehlikeye dikkat çekiyor; "Anne babalar küçük çocuklarına çok pahalı cep telefonları alarak okula gönderiyor. Bu da kapkaç ve gasp çetelerinin çok yaygın olduğu düşünülürse çocuklar için büyük tehlike." Bu tespitlerin farkında olan bir çok anne baba çareyi çocuklara karşı çıkmakta değil, okulların 'kapsama alanı' dışına çıkartılmasını önermekte buluyor. Onlara göre, okullarda da tıpkı cezaevlerindeki gibi cep telefonuyla görüşmek engellenmeli. Böylece hem sağlık sorunu azalır, hem de vakit kaybı olmaz. Bu öneri İstanbul'da birkaç okulda uygulanıyor. Bir başka uygulama da öğrencilerin okula girişte cep telefonlarını teslim edip çıkışta almaları. Yasaklarla bir yere varılamayacağını söyleyen Prof. Dr. Arif Verimli yapılması gerekenleri şöyle sıralıyor; "Millet 10 yaşındaki çocuğa cep telefonu alıyor. Anne ve babalar böyle leblebi gibi cep telefonu kullanırken, anneyi babayı örnek alan bir çocuğun aksini yapması beklenemez ki... Bir yetişkin cep telefonundan uzak duramıyor, çocuk nasıl duracak? Bir kere şehir içi telefon kulübeleri yaygınlaşmalı. İnsanlar cep telefonuna ihtiyaç duymamalı. Ayrıca halkı bilgilendirmeliyiz. Ortaokuldan itibaren de 'teknolojik aletlerin kullanımı' ile ilgili ders konulmalı. Çözüm bu olabilir."
|