kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
Keşke her alanda futboldaki gibi dünyalı olabilsek...
Urfalılar kimi daha çok dinliyor?
ŞAKA - Aile sorunu

Keşke her alanda futboldaki gibi dünyalı olabilsek...

Fenerbahçe ile Shalke 04 arasındaki maçı, bir Fenerbahçe taraftarı olmamama rağmen nefes nefese seyrettim. Nasıl Orhan Pamuk'un her söylemini paylaşmamama karşın onun Nobel'i alma ihtimalini yüreğim çarparak istedim ve beklediysem, Fener'in 1-0 önde bitirdiği ilk devreyi, ben de heyecanla kutladım.
Ama herkes benim gibi değil. Fanatiklik başka türlü bir dürtü.
Örneğin bu maçtaki Fener Stadı'nın havasını veren Emre Aköz, önceki gün stadın görkemini anlatmak için şöyle yazmıştı:
- Şükrü Saracoğlu localarında Avrupa maçı seyretmek artık bir prestij göstergesi haline geldi. Bazı localarda maçtan önce ve devre arasında son derece iddialı tavla partileri oynanıyor. 'Yancı'ların 'Kıracağına şeş kapısını alsaydın ya...' türü müdahaleleriyle bu karşılaşmalar da acayip heyecanlı oluyor. Tavlanın şanstan ibaret bir oyun olduğunu sanan G.Saraylı Mehmet Barlas gelsin de, hem iyi stat nasıl olur, hem de iyi tavla nasıl oynanır görsün.
Aköz'ün bu satırlarını okuyan fanatik Galatasaray'lı bir arkadaşım şöyle dedi:
- Fener'in maçları öylesine heyecansız olur ki, Saracoğlu Stadı'na gidenler sade devre aralarında değil maç sırasında da tavla oynamaya devam ederler. Ali Sami Yen'de ise tavla mavla yoktur, sadece futbol vardır.
Ben bu fanatik Cimbomlunun iğnesini tabii ki ciddiye almadım.
Zaten bu fanatiklik de can sıkmaya başladı artık. Çünkü futbolcular global ölçüde takımdan takıma geçerlerken taraftarların bir takımı ölürcesine tutmaları, bu sporun en büyük paradoksunu oluşturmuyor mu?
Ama bence bu da futbolun uygarlaşmasını getiriyor.
Örneğin Fener'in yıldız isimlerine bakın:
- Luciano, Aurelio, Nobre, Alex, Anelka, Appiah... Teknik direktörü de Daum.
Bu futbolcuların Kadıköylü veya Kalamışlı olmadıkları kesin. Hepsi özellikle Avrupa kupalarında öylesine kendilerini ortaya atıyorlar ki... Bu hem maçların kalitesini yükseltiyor, hem de bu oyuncuların uluslararası futbol piyasasındaki değerleri artıyor. Gelecek sezona yüksek bedelli transferlere konu olmaları böylece sağlanıyor.
Shalke 04 takımında sadece kaleci Alman değil miydi? Aslında sade futbolda değil her alanda evrensel olan yerele, değerli olan önemli olana ağır bassaydı, herhalde gerginlikler de farklı olurdu.
Örneğin şu andaki YÖK Genel Kurulu'nu oluşturan isimler arasında, bazıları Nobel kazanmış uluslar arası ölçekte bilim adamları da mesela yüzde 40-50 oranında bulunsaydı. Bu durumda YÖK herhalde sürekli "Rejim elden gidiyor" kavgası yapmak yerine, mesela "Dünyadaki bilimsel araştırmalar alanında neden geriyiz " veya "Her yıl neden milyonlarca genç üniversite kapısında yığılıp kalıyor" konularına takılırdı.
Aslında bir dönemde üniversiteler de böyle, bugünün futbol takımları gibi uluslararası isimleri kadrolarına almışlar. Örneğin Hitler Almanya'sından kaçan profesörler bizim üniversitelere gelmiş. O zaman üniversiteler çok uluslu, futbol kulüpleri ise tek milliyetliymiş.
Şimdi tersi oluyor. Çok uluslu Fenerbahçe Avrupa kupalarını hedef alırken, bizim üniversiteler Ankara'daki rejim ve iktidar kavgalarına kilitleniyor.
Aslında siyasete de AB dolayısıyla uluslararası ölçüler gelmekte.
Bu gidişle sadece üniversiteler yerel kavgaların fanatikleri ile baş başa kalacak sanki.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Bu coğrafyada ille de "Buralı" olmak mı gerekiyor?   / 22-10-2005
 Ezbercilerin besini temcit pilavıdır...   / 21-10-2005
 Merak edilen Saddam'ın değil ABD'nin ve Irak'ın geleceğidir   / 20-10-2005
 AB'ye neden içişleri değil de Dışişleri karşı?   / 19-10-2005
 Farklı olmadan değişebilecek miyiz   / 18-10-2005
 Bunlar dans mı yapıyor yoksa politika mı ediyor?   / 17-10-2005
 Bir tatlı huzur almaya geldim hiper marketten...   / 16-10-2005
 İsmet Paşa nasıl asker kaçağı oldu?..   / 15-10-2005
 Roman kahramanları bile yaşlanırlar..   / 14-10-2005
 Dini değerleri AK Parti'ye karşı CHP koruyor..   / 13-10-2005
REHA MUHTAR
Onurun eski tadı yok!..
Bu ne cibilliyetsiz bir...
MEHMET BARLAS
Keşke her alanda futboldaki gibi dünyalı...
İLKER SARIER
Bu da oldu
Bekliyordum, ne vakit olacak diye, sonunda...
MAHMUT ÖVÜR
Okullar 'kapsama alanı' dışına çıkmalı mı?
Türkiye'de...
SAVAŞ AY
Hişt mor yelelelli yeli yele looom!..
Teknoloji sınır...
HINCAL ULUÇ
Bana sevmek yaramıyordu..
156 yıl olmuş (9 ekim 1849)...
BAYRAKTAR BAYRAKLI
Ekonomik gücün önemi (2)
Kitle haberleşme vasıtaları...
GÜLSE BİRSEL
Emekliliğimi istiyorum
Oldum olası çok cazip gelir...
Radara yakalandı
Radara yakalandı
İlk 9 karşılaşmada 8 galibiyet ve 1 beraberlikle lige hızlı başlayan...
Stad neyimize
Stad neyimize
Gürsoy taraftara sitem etti: "Gelen yok ki 50 bin kişilik stat...
Rektör Yücel Aşkın'a cezaevinde destek
Rektör Yücel Aşkın'a destek vermek için 75 üniversite rektörü YÖK...
Sağlık Bakanı Akdağ 6'ncı kez baba oldu
Başbakan Tayyip Erdoğan, her fırsatta torun özlemini dile getire...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu