kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Erdal Safak @ SABAH
 

Hukukun üstünlüğü yargının saygınlığı

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın'ın başına gelenler, iktidar mensuplarının tekrarlayıp durmaktan özel bir zevk duydukları ifadeyle, "Hayırlara vesile olmalı." Yani gerçek bir yargı bağımsızlığının yolunu açacak hukuk reformu için tetikleyici işlevini görmeli...

Van olayını hiç kimse "Yargıya intikal etmiş ihalede usulsüzlük iddiası" olarak görmüyor. Ne Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın'a destek verenler, ne de karşı cephede yer alanlar.
İki taraf da konunun siyasal boyutlarının ağır bastığını, arka planında bir tür "kan davası" ya da "hesaplaşma" bulunduğunu, demeçleriyle, yorumlarıyla "zımmen" kabul ediyor.
Böylece iki taraf da "Siyaseten çözümlenemeyen bir konunun yargıya havale edildiği" noktasında birleşmiş oluyor.
İşin en tehlikeli boyutu da bu: Yargı kararlarına güvenin, yargı bağımsızlığına inancın son kırıntılarının da kaybolması. "Son kırıntıları" diyoruz, çünkü yargının bağımsız olmadığı veya bağımsızlığını yitirdiği yıllardır söyleniyor. Hem de hukukçular tarafından.
Örneğin Yargıtay Başkanları Sami Selçuk, Eraslan Özkaya, Osman Arslan her Adli Yıl açılış töreninde "Yargının bağımsız olmadığını" altını çizerek tekrarladılar.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok, "Yargı bağımsızlığının sadece Anayasa'da, yani kağıt üstünde kaldığını" yine her fırsatta hatırlattı.
Halkın görüşü de farklı değil; birkaç yıl önce AB Komisyonu ve Liberal Düşünce Topluluğu'nun ortaklaşa araştırmasında, "Türkiye'de mahkemeler yasaları adil ve tarafsız uyguluyor mu" sorusuna deneklerin yüzde 64.5'i "hayır" yanıtı verdi.
Haksız değiller. O kadar çok "sabıka", öyle kabarık dosya var ki
* 28 Şubat sürecinde savcılar iddianameleri sanıkların kimlikğine göre hazırlamadılar mı?
* Başbakan Erdoğan'ın davasında Yargıtay, hukukun temel ilkelerini yıkarak, Sami Selçuk'un ifadesiyle "Ağır yanılgılarla dolu sakat bir karar" vermedi mi?
* Daha yakın tarihe gelirsek, Leyla Zana ve arkadaşları, AB'nin dayatma, hatta tehdit sınırına varan uyarılarıyla tahliye edilmedi mi?
* Eğitim-Sen'e yargının olumsuz görüşüne rağmen Genelkurmay baskısıyla kapatma davası açılmadı mı?

Hukuk reformu için fırsat
28 Şubat ve Erdoğan davalarında "Siyasi rant" kaygısıyla en azından sessiz kalanlar, şimdi feryat ediyor. O dönemin mağdurları ise güçlükle gizledikleri rövanş keyfiyle "Yargıya güvenin" diyor. Sanki yargıya güvenmediklerini Meclis kürsüsünde itiraf eden kendileri değilmiş gibi.
Hiçbir iktidar kalıcı değil. Gün olur devran döner, bugün "Yargıya güven" nutukları atanlar yarın yine yargı bağımsızlığını mum gibi arayacak sıkıntılarla karşılaşabilirler.
O nedenle, Prof. Dr. Aşkın olayı fırsat olarak görülmeli.
İktidar "Türk yargısı muhafazakar. Hatta savcılar daha muhafazakar ama doğru kararların verildiği daha yüksek mahkemeler var" (Dışişleri Bakanı Gül'ün 18 Ekim'de Financial Times'te yayınlanan demeci) diyerek yargının en azından belli bir dünya görüşü karşısında tarafsız olamadığını kabullendiğine göre...
Muhalefet de "Hepimiz güven içinde mahkemenin kararını bekleyelim deme noktasında olmaktan hızla uzaklaşıyoruz. Bu çok tehlikeli bir gelişme" (CHP lideri Baykal'ın dün yaptığı açıklama) diyerek adalete güvenin sarsıldığını ilan ettiğine göre...
Adliye koridorlarını ve duruşma salonlarını siyasi rüzgarlara sıkı sıkıya kapatacak hukuk reformu için harekete geçmenin tam zamanı.
Çünkü yansızlık ve bağımsızlık yargıçların onuru. O onurun yitirilmesi ya da örselenmesi sadece yargıcın değil, toplumun da sorunu.
Yargı bağımsızlığını evrensel güvencelere bağlayacak hukuk reformu gecikirse, sadece adalet kirlenen değer olmakla kalmayacak, toplumsal barışın, hatta birliğin de temelleri dinamitlenecek...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Suriye'de rejimin sonu yaklaştı   / 22-10-2005
 Ya değişeceğiz Ya vazgeçeceğiz   / 21-10-2005
 ANAP'tan ANAVATAN'a uzun ince bir yol   / 20-10-2005
 3.2'den 3.5'e çıkmanın ağır sorumluluğu   / 19-10-2005
 İzmir sallanırken İstanbul'u düşünmek   / 18-10-2005
 CHP'nin eleştirileri AB karşıtlığı mı?   / 17-10-2005
 En önemli reform boğuntuya gidiyor   / 16-10-2005
 AB'den ev ödevi gelmeye başladı   / 15-10-2005
 Zor bir kış kapıda   / 14-10-2005
 Suriye'de kıyamet günü belirtileri   / 13-10-2005
YILMAZ ÖZDİL
Basın şehidi...
Önce Vahdettin'in "hain" olmadığını...
UMUR TALU
İlkem, kendime yontmak...
Türkiye akademi dünyası...
FATİH ALTAYLI
Siyaset'in Adalet'e tecavüzü
Hükümet ne yapsa Van...
ERDAL ŞAFAK
Hukukun üstünlüğü yargının saygınlığı
Van Yüzüncü Yıl...
BALÇİÇEK PAMİR
Zorunlu bir açıklama
Fikri Sağlar neden yalan söylüyor...
Esad'ın 2 seçeneği
Hariri suikastinden Suriyeli yetkilileri sorumlu tutan BM raporu,...
'Salak ile Avanak' banka soyarsa...
ABD'nin Colorado eyaletinde iki gencin hırsızlık planı hüsranla sona...
Radara yakalandı
Radara yakalandı
İlk 9 karşılaşmada 8 galibiyet ve 1 beraberlikle lige hızlı başlayan...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu