| |
|
|
Siyaset'in Adalet'e tecavüzü
Hükümet ne yapsa Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi'ndeki olayla ilgili olarak meramını anlatamaz. Çünkü olayın oluş biçimi vicdanları rahatsız ediyor. Rektör Profesör Aşkın, kendi döneminde yapılmayan bir ihalenin daha sonraki safhalarında meydana gelen olaylardan ötürü "Tutuklandı" Dosyanın içeriğini tam olarak bilen bilmeyen, tarafsız herkes rektöre yapılanın büyük bir haksızlık olduğunu düşünüyor. Ve siyasal iktidarın rektöre karşı hasmane bir tutum sergilediğine inanıyor. Çünkü AKP iktidarı rektörle uzunca bir süreden beri uğraşıyor. Önce "Tarihi eser kaçakçılığı" suçlaması yöneltildi. Tutmadı. Rektörün koleksiyoner belgesine sahip olduğu ortaya çıktı. Ardından bu olay patladı. Rektör kendisine yöneltilen suçlamalarla ilgili olarak yargı önünde hesap verecek. Ancak yapılan muamele korkunç. Türkiye'de trilyonlarca liralık hırsızlık, yolsuzluk, sahtekarlık yapanlar "Tutuksuz" yargılanırken, yeri yurdu belli, hiçbir yere kaçması mümkün olmayan bir bilim adamı "Tutuklu" yargılanıyor. Beteri suçlamalarla yargılananlar, bakanlara danışman, serbest bölgelere genel müdür yapılırken, rektör tutuklanıyor. Bu anlayış "Haliyle" Adalet'e ciddi bir gölge düşürüyor. Rektörün üniversitedeki "İslamcı kadrolaşmayla" mücadele ettiği de bilindiği için, Adalet'e "Siyaset gölgesi" iyiden iyiye düşüyor. Rektör Aşkın suçlu mudur, suçsuz mudur bilemem. Ancak tüm bu yapılanlardan sonra halk vicdanında suçlu değil. Siyasallaşan Adalet, belki de bir suçluyu "Suçsuz" hale getirdi.
|